AKUT ÜST SOLUNUM YOLU OBSTRÜKSİYONLARI VE ACİL SERVİSTE YAKLAŞIM
Dr. Ş. Bilge ÇELİK


Hayati önemi olan hava yolu tıkanıklığına yaklaşımda tam tıkanıklık oluşmadan teşhisin konulması ve gerekli müdahalelerin yapılması hayat kurtarıcıdır. Kuşkulanılan olgular için ilk önlemler alınmalı ve müdahaleye hazır olunmalıdır. Bu arada hava yolu tıkanıklığı oluşturan sebeplerin araştırılması bazen tedavi anlamına da gelebilir. Örneğin bir yabancı cismin görülmesi ve çıkartılması hem teşhis hem de tedavi özelliği taşır. Hastanın süratle entübe edilmesi veya hava yolunu rahatlatıcı cerrahi girişim geçirmesi gerekebilir.
Anamnezde solunum yolu tıkanıklığı öncesinde meydana gelen olaylar soruşturulur. Travma, allerjik reaksiyon veya aspirasyon ipuçları araştırılır. Hastanın bu duruma ne kadar süre içinde girdiği de önemlidir. Örneğin allerjik bir reaksiyona bağlı laringospazm çok ani iken enfeksiyona bağlı sıkıntı daha uzun sürer. Öyküde önceden yaşanan solunum sıkıntıları, ateş, yutma güçlüğü, yabancı cisim aspirasyon özellikleri araştırılır. Hastanın özgeçmişinde entübasyon hikayesi, geçirilmiş travmalar, büyüme gerilikleri önem taşıyabilir.
Çocuklarda da benzer şekilde stridor, ateş, yutma güçlüğü, yabancı cisim ve travma sorulmalıdır.
Yeni doğanlarda ek olarak solunum sıkıntısının doğumdan bu yana olup olmadığı ( daha çok konjenital anomaliler açısından), beslenme güçlükleri ( Larengotrakeoösafagial kleftler, nörojenik disfonksiyon, larengeal webler, koanal atrezi), gelişme geriliği, atipik ağlama paterni ( boğuk – supraglottik obstrüksiyon; yüksek frekanslı – web, vokal kord paralizileri ve zayıflık ; krupumsu – subglottik stenoz ) mutlaka sorulmalıdır. 
Hikayede bunca yol gösterici bulgu olmasına rağmen birçok hastada öykü almaya vakit olmamaktadır.
Fizik muayenede total tıkanıklık belirtileri gözden geçirilir. Solunum hareketi yokluğu, afoni, öksürük ve hırlama yokluğu durumun ciddi olduğunu gösterir. Stridor varsa solunum hangi komponentinde olduğu tıkanıklık yeri hakkında bilgi verir. İnspiratuar stridor daha çok supraglottik ve glottik sebeplerde, ekspiratuar stridor bronşlar ve alt trakeaya ait problemlerde, bifazik yani hem inspiratuar hem de ekspiratuar stridor üst trakea, subglottik ve glottik sorunlarda görülür. Solunum sıkıntısının bir başka belirtisi de çekilmelerdir. Üst solunum yolu tıkanıklıklarında suprasternal, supraklavikuler kasların içe doğru çekilmesi, alt solunum yolu tıkanıklıklarında ise interkostal kaslarda çekilmeler olur. Solunum yardımcı kasları olaya katılır. Kornaj diye tanımlanan sesli ve hırıltılı solunum sırasında ötmeler de gözlenebilir. Solunum sıkıntısı ile geçirilen süre arttıkça siyanoz ve sonralarında yorulma gözlenir. Bazı etiyolojik nedenlerde tipik pozisyon tercihleri olur. Örneğin akut epiglottitli hastalar yatmaktansa oturmayı, laringomalazik bebekler ise oturmaktansa yatmayı tercih edebilirler. Solunum sıkıntısı ile birlikte ses kısıklığı glottik bir sebebi, sesin boğuk çıkması supraglottik bir sebebi akla getirmelidir. Mümkünse hipofarinks ve larinksin muayenesi ile olası etiyolojik nedenler görülebilir. 
Yardımcı tanı yöntemleri radyolojik ve endoskopik tetkiklerdir. Yumuşak doku dansitesinde lateral boyun grafisi üst solunum yolunun açıklığı hakkında bilgi verir. Akciğer grafisi mutlaka istenmelidir. Elektif koşullarda bilgisayarlı tomografi çok yardımcı olur. Endoskopik yöntemlerle larinks, hipofarinks ve broşların incelenmesi hem tanı hem de tedavi amacı güdebilir. Yeni doğan grubunda da baryumlu radyoopak grafiler tanıda yardımcı olabilir.    
Etiyolojik sebepler erişkinler, çocuklar ve yenidoğanlarda olmak üzere 3'e ayrılarak incelenebilir.
 
Yeni doğanda etyoloji:
·        Laringomalazi
·        Vokal kord paralizileri
·        Konjenital subglottik stenoz
·        Larengeal web ve atreziler
·        Larengoösafagial yarık ve fistüller
·        Larengosel veya kistler
·        Trakeomalazi
·        Hemanjiom
·        Vasküler halka
·        Koanal atrezi
·        Makroglossi
·        Aspirasyon ( mekonyum, kan vs. )
 
Çocuklarda etyoloji:

·        Konjenital nedenler
·        Enfeksiyöz
    -         Epiglottit
    -         Akut tonsillit
    -         Peritonsiller abse
    -         Larengotrakeal bronşit ( krup )
    -         Papillamatozis
    -         Viral solunum yolu enfesiyonlarına bağlı ödem
 
·        Mekanik ( yabancı cisim )
·        Travmatik
    -         Önceden yapılmış entübasyon
    -         Larengeal veya trakeal travma
·        Neoplastik
    -         Rabdomyosarkom
              Tonsiller kitle
    -         Nörofibroma
              Makroglossi
              Supraglottik kitle
·        Allerjik


Akut epiglottit 2 yaşından büyük çocuklarda görülür. Tablo çok kısa sürede kötüleşir. Yutma güçlüğü, oturma pozisyonunu tercih etme, inspiratuar stridor, ateş yüksekliği vardır. Etken H.influenza tip B'dir. Orofarinks muayenesi ile bile hasta spazma girebilir. Epiglot çok hassastır, sık muayeneden kaçınılmalıdır. Boynun ekstansiyona getirilmesi veya epiglota entübasyon tüpünün değmesi bile spazma yol açabilir. Doğru girişim çeşitleri, gerektiğinde nazotrakeal entübasyon ve trakeotomidir. Oksijen inhalasyonu, intravenöz antibiotik ve steroid uygulaması çoğu hastada yeterli olabilmektedir.
Laringotrakeal bronşit veya Krup sendromunda hava yolunun konsantrik daralması sözkonusudur. Etken çoğunlukla viraldir. Tipik semptomu yaklaşık 2 – 3 gündür olan ve özellikle geceleri ortaya çıkan havlar tarzda öksürüktür. Genel tedavi yaklaşımı destek ve soğuk buhar uygulamasıdır. Bakteriel trakeit krup komplikasyonu olup hastaların küçük bir bölümünde görülmektedir. Subglottik bölgede bakteriyel süper enfeksiyonla meydana gelir. Tipik olarak yüksek ateş vardır, respiratuar distrest daha belirgindir ve kruptaki gibi havlar tarzda öksürük olabilir. Farklı olarak tedavide antibiyotiklerin kullanılmasının yanında trakeitte % 25 lere varan oranda komplet solunum yolu obstrüksiyonu gelişebilmektedir. Bu hastalara yüksek akım ve konsantrasyonda oksijen verilmeli, başarılı olunamazsa küçük boy entübasyon tüpüyle entübe edilmeli veya krikotiroidotomi yapılmalıdır.  
Akut tonsillit ve peritonsiller absede kitle etkisine bağlı olarak solunum sıkıntısı gelişebilir. Genellikle airway uygulanarak bu sorun aşılabilir fakat çok büyük abselerde absenin acilen drenajı gerekebilir.
Larinks papilamatozunun etkeni HPV tip 6 ve 11'dir.
Çocuklarda hava yolu tıkanıklıkları ani olduğunda, her zaman kuşkulanılması gereken durum hava yolu yabancı cisimleridir.
 
Erişkinlerde etyoloji:
·        Travmatik
    -         Larengeal veya trakeal fraktür
    -         Orofarengeal laserasyon
    -         Travmatik ödem
    -         Entübasyona sekonder stenoz veya granülasyon
·        Enfeksiyöz
    -         Epiglottit ( Erişkinde daha fazla supraglottitis şeklinde )
    -         Peritonsiller abse
    -         Derin boyun abseleri
    -         Ludwing anjini
·        Mekanik
    -         Yabancı cisim
    -         Kan, kusmuk vs
·        Allerjik
·        Neoplastik
    - Tümörün kitle etkisi veya tümörden masif kanama sonucu.
 
Yenidoğanlarda hava yolu tıkanıklıklarının en sık sebebi laringomalazidir. Laringotrakeal halkanın inspiryumda oluşan negatif basınca dayanamayacak kadar gevrek olmasından dolayı inspiratuar stridor gelişir. Stridor ayakta veya oturmada artar, yatarken azalır. Endoskopi ile teşhis konulur. 18 ay civarında kendiliğinden geriler, tolere edemeyen olgularda cerrahi müdahale gerekebilir.
Deride başka yerlerdeki hemanjiomatöz lezyonu olan bebeklerde trakea içinde veya subglottiste hemanjiomlar olabilir ve solunum sıkıntısı olabilir. Ağlama ile kan hacmi aratar ve hemanjiom kitlesi büyür, solunum sıkıntısı artar.


Tedavi:
Orofarengeal tıkanıklıklar tam tıkanıklık şeklinde ise olgunun arkasına geçip eller karnında birleştirilir, sıkarak karın içi ve dolayısı ile intratorakla basınç arttırılır (Heimlich manevrası). Ağız içi temizliği yapılarak, kan kusmuk, yabancı cisimler çıkartılır. Baş ekstansiyona, mandibula öne çekilerek solunum yolu açılmaya çalışılır. Airway yerleştirilir. Gerekirse entübasyon veya trakeotomi gerçekleştirilebilir.
Laringotrakeal tıkanıklıklarda, önce mümkünse konservatif yaklaşılır. Yakın izlem, steroid enjeksiyonu, rasemik epinefrin, oksijen inhalasyonu ve buhar tedavisi uygulanır. Entübasyon ciddi yüz ve hava yolu travmalarında çok güç olabilir. Laringotrakeal kırıklarda entübasyon kontrendikedir. Entübasyon tüpü seçiminde küçük çocuklarda ölçek küçük parmak genişliğidir. Entübe edilemeyen tüm vakalarda trakeotomi endikasyonu vardır. Trakeotomi öncesi diğer cerrahi girişimler (krikotiroidotomi ve transtrakeal ventilasyon) zaman kazandırmak amacıyla uygulanabilir.


 
CERRAHİ  YAKLAŞIM
Acil müdahalenin hızı ve elektif şartların olşuması gözönüne alındığınıda sırası ile şu 3 müdahaleden bahsedilebilir: transtrakeal iğne ventilasyonu, krikotiroidotomi, trakeotomi


Transtrakeal iğne ventilasyonu:
Diğer müdahaleleri gerçekleştirecek kadar vakit veya ekipman bulunmuyorsa ve çok hızlı bir müdahale gerektirecek kadar solunum sıkıntısı mevcutsa trantrakeal iğne ventilasyonuna başvurulabilir. 16 numara veya daha kalın bir branül, plastik trokarı ile birlikte, krikotiroid membrandan veya trakeanın en palpabl ve cilde en yakın kısmından sokulur. İğne çıkartılarak hastanın, kalın plastik trokardan nefes alması sağlanır. Trokar çapı yeterince geniş olmadığından bu trokar içinden yüksek basınçlı oksijen verilmesi gerekir. Devamlı yüksek basınçla oksijen verilmesi ekspirasyonu engelleyerek karbondioksit birikimine neden olacaktır. Karbondioksit birikimi oluşıuncaya kadar, yaklaşık 20-30 dakika hastayı idare ettirecek ve diğer müdahalelerin yapılabilmesi için zaman kazandıracak bir girişimdir. Hastanın solunum sıkıntısından dolayı ajitasyonu ve trokarın instabilitesi ciltaltı amfizem gelişimine sebep olabilir. Süratle diğer girişimlere geçilmelidir.


Krikotiroidotomi:
Total hava yolu tıkanıklıklarında yine zaman kazanma amaçlı uygulanan bir girişimdir. Trakeotomi girişiminden kolay ama ona alternatif olamayan bir yöntemdir. Çocuklarda ve laringotrakeal travmalı hastalarda kıkırdak yapıya zarar verme riski nedeniyle kontrendikedir.
Teknik olarak hastanın başı hiperekstansiyona getirilir, çenesi arkaya atılır. Sırtına, klavikula hizasına bir destek yerleştirilir ve laringotrakeal iskeletin belirginleşmesi sağlanır (Rose pozisyonu). Laringotrakeal iskeletin röper noktaları belirlenir (tiroid kartilaj çıkıntısı, krikoid kartilaj, mandibula simfizisi, sternumun juguler çentiği, trakeal halkalar). Vakit varsa lokal anestezi uygulandıktan sonra krikoid kartilajın hemen üstünde, tiroid kartilajın alt kenarının altında krikotiroid membranın üzerine gelecek şekilde cilt, ciltaltı ve mebran insizyonu yapılarak hava yoluna ulaşılır. Membran disseksiyonla genişletilir ve içine endotrakeal tüp veya kanül sokulur. Hemen oksijen inhale ettirilir, kanül veya tüpün kafı şişirilir ve tüp tespit edilir. Hastanın acil durumu stabilize olur olmaz trakeotomi işlemi için hazırlıklar tamamlanarak trakeotomi gerçekleştirilmelidir. Uzun süreli krikotiroidotomi ile kalmak doğru değildir.
Krikotiroidotominin komplikasyonları girişim sırasında ve sonrasında kanama, tüpün hava yoluna yerleştirilmemesi, arka duvar hasarı ile özefagus perforasyonu, uzun süre trakeotomiye geçilmez ise subglottik stenoz, ses kısıklığı ve yine uzun süre bu şekilde kalmaya bağlı persistan stomadır.


Trakeotomi:
Hava yolunun tam tıkanıklığında ve diğer tüm geçici müdahalelerin sonunda yapılması gereken girişim yöntemidir. Yine elektif şartlarda entübasyon güçlüğü olan vakalarda da başvurulan bir yöntemdir. Sürekli internal künt travma sebebi olan uzun süreli (48-72 saat) entübasyonlarda trakeotomi endikasyonu vardır. Fasiyal ve laringotrakeal fraktürü olan hastalarda diğer müdahale çeşitleri ve entübasyon kontrendike olduğunda başvurulabilecek tek yöntemdir. Trakeotominin acil şartlarda kontrendikasyonu yoktur, ancak elektif koşullarda koagülapati kontrendikasyon oluşturur.
Teknik olarak hasta yine Rose pozisyonuna getirilir. Ancak epiglottit ve krup sendromunda bu pozisyonun kontrendike olduğu unutulmamalıdır. Elektif şartlar sözkonusu ise hastanın entübe edilerek trakeotominin açılması daha güvenlidir. Girişime başlamadan önce gerekli olacak tüm ekipmanlar ve trakeotomi kanülü hazırlanır ve kontrol edilir. Byounda hava yolunun röper noktaları kontrol edilir. Krikoid haldan 2-3 cm aşağıdan itibaren lokal anestezi uygulanır. Biraz bekledikten sonra cilt insizyonu yapılır. Trakeaya kadar geçilmesi gereken katmanlar şöyledir: cilt, ciltaltı, yüzeyel fasya, platisma, derin fasyanın yüzeyel katmanı, hyoid altı kasları, visceral fasya, tiroid bezi, pretrakeal fasya ve trakea. Bu katmanlar geçilirken orta hattan uzaklaşılmadığından emin olmak için sık sık trakea palpe edilmelidir. Orta hatta olunduğunun bir başka belirtisi de hyoid altı kaslarının ortasındaki beyaz hattan geçmektir. Bu hatta derinleşilirse hiç kas lifleri ekartasyonuna gerek olmaması gerekir. Tiroid beze ulaşıldığında istmus yukarı veya aşağı doğru çekilerek ekarte edilir. Ulaşılan trakeadan emin olmak için içi sıvı dolu bir enjektör trakeadan içeri sokup aspire edilirse hava enjektöre hava kabarcıkları dolar. Trakeanın 2.-4.halkaları arası seviyesinden trakeal insizyon, dilatasyon yapılır, trakea içi aspire edilir ve süratle kanül sokulur. Kanül sokulduktan sonra kanülün trakea içinde olduğundan emin olunmalı ve kanül hemen tespit edilmelidir.
Erken dönem komplikasyonları kanama, subkutanöz amfizem, pnömomediastinum ve pnömotoraks, trakeoözafagial fistül, rekürren sinir yaralanması ve enfeksiyondur. Geç dönem komplikasyonları arasında kaf basıncının fazla olması ve yetersiz tespiti ile sürekli oynamasına bağlı olarak laringeal stenoz, kanül tıkanması, dekanülasyon zorluğu ve laringeal fonksiyonların kaybı sayılabilir.

Bu site en iyi 1024x768 piksel çözünürlük, IE 5+ tarayıcı ve yüksek renkte izlenir

Tasarım Dr.Oğuz BASUT ©2003