Etyopatogenez
Hala etyopatogenezi tam olarak anlışamamıştır.
Suçlanan mekanizmalar.
1. İnflamasyon: Efüzyonlu otit media (EOM), Pürülan otit
media , Kronik otit media (KOM) gibi timpan kaviteyi
ve zarı etkileyen inflamatuar süreçlerde, inflamatuar
hücreler ve bunların salgıladıkları mediatörler
suçlanmaktadır. Bu aşamada;
a. Inflamasyon ve fibrogenez: Inflamatuar hücrelerin
özelliklede fibroblastların bölgeye gelişi, artmış
kollogen senteziyle sonuçlanır. Bu aşama timpanskleroz
gelişimi için başlangıçtır.
EOM’da orta
kulak boşluğunda biriken sıvıdaki hidrolitik enzimler
ile birlikte plak oluşumunun geliştiğini gösteren
çalışmalar yayınlanmıştır (Qielinga ve ark.).
Timpanskleroz gelişimi için kilit nokta sert, iyi
düzenlenmiş bir orta fibröz tabakanın şart olmasıdır.
Bu kilit
noktadan yola çıkarak timpansklerozda gelişen olaylara
ışık tutulabilir. Şöyle ki; timpansklerozun orta
kulağı ilgilendiren inflamatuar süreçlerden en sık KOM
daha sonra EOM ve en az olarak da Pürülan Otit
Media’da geliştiği gösterilmiştir. KOM’da
timpanskleroz gelişimi, timpan membranın ve orta kulak
mukozasının immunolojik komponentlere maruz kalmasıyla
açıklanabilir. Pürülan Otit Media’da inflamatuar
süreç, inflamasyon alanına polimorfonükleer (PMN)
lökositlerin, makrofajların ve lenfositlerin yoğun
göçüne neden olur. Bu hücreler dokularda hidroliz ve
hasara neden olan enzimleri salgılarlar. Bu durum
zaten eğilimi olan orta fibröz dokuda hasara neden
olur.
Sert ve iyi
düzenlenmiş bir fibröz tabakanın olmaması
timpanskleroz oluşumuna engel teşkil eder. Bunun yanı
sıra bir hayvan modelinde Pürülan Otit Media’da EOM’a
göre daha fazla kollajenolitik aktivite saptanmıştır.
Bu bilgiler Pürülan Otit Media’da SOM’a göre daha
fazla orta fibröz tabakada hasarı, dolayısıylada daha
az timpanskleroz gelişimini açıklar.
Aynı
mekanizma ile, mastoid ve orta kulak boşluğunda,
timpan zara göre daha az subepitelyal tabaka bulunması
dolayısıyla da bu alanlarda timpan zara göre daha az
timpanskleroz gelişimi açıklanabilir.
Bu bilgiler
ışığında timpansklerozun neden zarda pars tensayı ve
genelliklede santral yerleşimli olarak tuttuğu
açıklanabilir. Daha önce belirtildiği gibi
timpanskleroz gelişimi için sert, iyi şekillenmiş ve
iyi diferansiye olmuş bir orta fibröz tabaka
gereklidir. Pars tensa ve özelliklede posterior ve
anterior inferior kadranlarda bu tabaka sert ve iyi
organize olmuştur. Oysa ki annulus, posterosuperior
kadran ve pars flaccida da bu tabaka zayıftır ve bu
özellik bu alanları timpanskleroz gelişimine karşı
dirençli hale getirir.
b. Hücre
dejenerasyonu ve yerleşim: Inflamasyon alanında
biriken inflamatuar hücrelerin dejenere olması ve
epitel hücrelerden geçerek fibröz tabakaya yerleşip
orada dejenerasyona sebep olup, kollogen sentezinde
artışa neden olmalarıdır.
c. Kalsifikasyon: Bu dejenere olmuş ve kollogen
yığınlarının olduğu bölgeye kalsiyum çökmesiyle
makroskopik plakların ortaya çıkışı ile süreç
sonlanır.
d.Dekalsifikasyon: Zaman içinde kalsiyum rezorbsiyonu
gelişir.
Daha net bir
ifadeyle inflamatuar timpanskleroz gelişimi üç aşamada
tamamlanır.
1.Erken
aşamada timpan zarın orta fibröz tabakasında
düzensizlik başlar.
2.Orta
aşamada bu durumu tabakanın hyalinizasyonu takip eder.
3.Son
aşamada ise kalsifikasyon varlığında veya yokluğunda
veya kemikleşme ile birlikte veya olmadan plağın
matüre olmasıdır.
2.Immünolojik:
Timpanskleroz gelişiminde immunolojik hipersensivite
reaksiyonlarının rol oynadığını savunan yayınlarda
azımsanmayacak kadardır. Timpansklerotik sürecin ilk
atakta başlamadığı, sensitize olmuş alanların
tekrarlayan uyaranlara ihtiyaç duyduğuna inanılır. İlk
atak sadece sonraki antijenik uyarım için öncülük
sağlar. Orta kulağın kronik inflamatuar değişiklikleri
timpan zarın orta tabakasındaki antijenik yapılar için
sürekli bir uyarımdan sorumlu tutulur ve bu
uyarımların timpanskleroz gelişimi için tetikleyici
mekanizmalar olduğu düşünülür. Bunun yanısıra lökosit
antijenlerinden B35 ve DR3’ün serum seviyelerinin
timpansklerozlu hastalarda kontrol grubundan oldukça
yüksek çıkmasıda etyopatogenezde immunite lehinedir.
3.Mekanik faktörler:
Özellikle Tos’ un savunduğu bu görüşe göre timpanosklerozis kendisi fiksasyon yarattığı gibi aynı
zamanda da fikse alanlarda gelişme eğilimindedir.
Retrakte bir kulak zarında hyalinizasyon ve
kalsifikasyon’un hareketli bir zara göre çok daha
kolay gelişeceğini savundu. Bu iddiayı desteklemek
içinde miringosklerozun timpan zarın en hareketli
kısmı olan umbo çevresinde gelişmediğini öne
sürmüştür.
4. Orta kulak
atmosferinin değişmesi: Bu parametre özellikle
ventilasyon tüpü takılması ile ilgilidir. Ventilasyon
tüpü takılması sonrası hem timpan zar içine kanama
olmakta, hemde orta kulak atmosferindeki 02
basıncı değişmektedir. 02 basıncındaki bu
değişiklik serbest 02 radikalleri ortaya
çıkarmakta ve bu dengesizlik timpanskleroz
gelişiminden sorumlu tutulmaktadır. Bu durum açık
timpanskleroz içinde geçerlidir.
Tos ve Paulsen EOM
nedeniyle ventilasyon tüpü takılarak tedavi edilen 252
çocuğu tedaviden 3-8 yıl sonra tekrar değerlendirmiş
ve %19’unda Timpanskleroz geliştiğini bildirmişlerdir.
Maw,
bir kez ventilasyon tüpü uygulanan hastalarda %37-39
oranında görüldüğünü belirtirken, bir
defadan daha fazla VT uygulananlarda %47-49
Timpanskleroz görüldüğünü bildirmiştir.
|