TEMPORAL KEMİK TRAVMALI HASTANIN TEDAVİSİ
Bu tedavi çoğunlukla
acil serviste yapılmaktadır.En kritik tedavi solunum,
dolaşım ve nörolojik fonksiyonların devamlılığının
sağlanmasıdır. DKY’de laserasyon olan olgularda daha
sonra daralma ve yapışıklığın olmaması için DKY’ye
antibiyotikli meç (fitil) konulmalıdır. DKY’de yer
değiştiren bir kırık (basamak deformitesi) varsa küçük
bir burun spekulumu ile yer değiştirmiş olan kırık
parçaları yerine oturtulur. Yeniden kaymasını
engellemek için DKY’ye antibiyotikli bir fitil konulur
ve düzeltilen pozisyonda kalması sağlanır. Ancak BOS
sızıntısından şüphelenilen hastalarda DKY fitil ile
tıkanmamalıdır. Ayrıca menenjit oluşumunu engellemek
için hastaya BOS-beyin engelini geçen geniş spektrumlu
bir antibiyotik verilmeli, hasta mutlaka geçen geniş
spekturumlu bir antibiyotik verilmeli, hasta mutlaka
beyin cerrahına gösterilmeli ve önerileri alınmalıdır.
BOS fistüllerinin büyük çoğunluğu travmadan sonraki
4-5 gün içinde kendiliğinden düzelmektedir. Ancak
iyileşmeyi kolaylaştırmak için günlük lomber ponksiyon
ile BOS boşaltılmalı, basınç azaltılmalıdır. Buna
rağmen sızıntının devam ettiği hastalarda cerrahi
tedavi yapılmalıdır. Canniff’in serisinde 1800 kafa
tarvmalı hastada otore insidans %1,4 saptanmış.
Bunlarında %20’de menenjit gelişmiş.
Delici travmalarda
çoğunlukla kanal cildinde laserasyon olmaktadır. Böyle
bir durumda antibiyotikli kulak damlaları ile
yapılacak tedavi yeterli olur. Kulak zarında delinme
varsa genellikle cerrahi tedavi gerektirmemektedir.
Erken dönemde perforasyon alanındaki flep pik yardımı
ile anatomik pozisyona getirilebilir. Kulak zarında
delinen yer sigara ya da karbon kağıdı ile kapatılarak
hem delik kenarındaki içe veya dışa dönmüş kısımları
düzeltilir, hem de duyma düzelmiş olur. Bu tedavi ile
bir ayda kapanmayan perforasyonların büyük çoğunluğu 3
ay sonunda tamamen kapanmaktadır. Ancak 3 ay sonunda
kapanmayan perforasyonlarda miringoplasti
yapılmalıdır. Tam kapanmamış bir perforasyon,
genişliğine de bağlı olarak %50 triklorasetikasit veya
%10 gümüş nitrat ile kimyasal koterizasyonla
kapatılabilir.
Bazen su sporları ve
uygunsuz kulak lavajları sırasında kulak zarı
delinmeleri olabilir. Bu durumda orta kulak
enfeksiyonu gelişimini önlemek için steroidli ve
antibiyotikli kulak damlaları kullanılmalıdır. Zarın
delindiği hastalarda acil timpanoplastiye gerek
yoktur. Çünkü travmaya bağlı oluşan zar delinmeleri
%90 kendiliğinden kapanabilmektedir. Bu hastalarda
kemikçiklerde kopma olabilir. Ayrıca oval ve/veya
yuvarlak pencere zarlarında delinme olabilir. Bu durum
acil girişim gerektirir.
Hastada travmatik
dilenme ile birlikte vertigo varsa ENG ile göz
hareketleri ve vertigo kaydı alınmalıdır. Kayıtları
takiben ve vertigonun varlığı labirent hasarı
olabileceğini düşündürtmeli ve kemikçik hasarı
hastanın genel durumu düzeldikten sonraki bir zamana
ertelenmelidir. Ancak zarın üst arka bölümündeki
delinmelerde vertigo ile birlikte stapes tabanı
vestibül içine kaçabilir. Bu durumda orta kulak acil
olarak açılmalı, patoloji aranmalı ve bulunursa
düzeltilmelidir. Travmayı takiben en sık kırılan ya da
yer değiştiren kemikçik stapestir. Cerrahi sırasında
stapeste kırılma ya da yer değiştirme saptanırsa en
güvenli yöntem kemikçiğin lateral kısmını dikkatlice
çıkartmak ve medial kısım ile diğer kemikçikler
arasında bağlantı kurmaktadır. Kulak zarında
perforasyon varsa kapatılmalıdır. Cerrahi tedavi,
vestibüler yaralanmanın olmaması için genel anestezi
altında ve transkanal yapılmalıdır.
Kulak zarının ön-üst
veya arka-üst bölgesindeki delici yaralanmalarda tam
yada parsiyel fasiyal sinir paralizisi oluşabilir. Bu
durumda tanı ve tedavi amaçlı cerrahi için hastanın
genel durumunun düzelmesini beklemek gereklidir.
Cerrahi transkanal ve postauriküler transmastoid
fasiyal reses yaklaşımı ile yapılmalı ve sinir ortaya
konulmalıdır. Sinirin travmaya uğrayan bölgesinde
%50’den fazla doku kaybı varsa boyundan alınan greater
auriküler sinir ile greftleme yapılmalıdır.
Ateşli silah
yaralanmalarında da hastanın V’den XII’ye kadar olan
kafa sinirlerinin fonksiyonları araştırılmalıdır.
Yapılar birbirine çok yakın olduğundan bir yaralanma
bize başka bir yaralanmayı da düşündürmelidir. Örneğin
vokal kord paralizisi saptayıp n.vagus hasarını
düşünüyorsak beraberinde a.carotis, juguler ven
hasarını da düşünmeliyiz. Bu nedenle BT, MRG, MRA
(manyetik rezonans anjiografi) ile kafatası ve
temporal kemikler ayrıntılı olarak
değerlendirilmelidir. Özellikle mastoid çıkıntıya
gelen travmalar sigmoid sinüs veya juguler bulb da
tromboz yapabilir ve travma bölgesindeki laserasyon ve
diğer patolojiler nedeniyle ameliyat gününe kadar
saptanmayabilir. Karotid arterde yaralanma olup
olmaması hastanın mortalite ve morbiditesini
belirleyen en önemli faktördür. Ateşli silah
yaralanmalarına bağlı fasiyal sinir patolojilerini
düzeltme girişimleri için ameliyat yaşamsal organ
patolojileri düzeltildikten sonraki döneme
ertelenmelidir.
Künt kafa travması
nedeniyle görülen bir hastanın acil tedavisi
yapıldıktan sonra işitme, denge ve fasiyal sinir
işlevleri yönünden çok iyi değerlendirilmeli ve elde
edilen bulgular kaydedilmelidir. Bunlara göre
yapılacak tedaviler planlanmalıdır. Sinir tamirinde
başarıyı etkileyen faktörler arasında en önemlisinin
zamanlama olduğu savunulmaktadır. Elektriksel
testlerle elde edilen bulgular iyi ve fasiyal sinir
fonksiyonları giderek düzeliyorsa hasta gözlenmelidir.
Buna karşın NET, MST, ENoG, ve EMG ile elde edilen
bulgular sağlam tarafa göre kötü ise ve hastanın
fasiyal işlevlerinde de düzelme yoksa bu durumda
cerrahi öncelikli olarak düşünülmelidir. McCabe,
travmadan sonra 3 hafta içinde rejenerasyonun ve
aksoplazmik akımın maksimum olduğunu ifade etmektedir.
Bu nedenle onarımın travmadan sonraki ilk 3 gün içinde
yapılmasını yada 20 gün sonraya ertelenmesinin uygun
olacağını savunmaktadır. Quaranta ve ark., travma
sonrası oluşan fasiyal sinir paralizisinde ilk 14
günde ve hatta 1-3 ay sonra yapılan ENoG’da %95’den
fazla aksonal blok olması durumunda dekompresyonun
yararlı olacağını bildirmektedirler. Buna karşın
kazadan sonraki bir aylık sürede EMG ile sinirde
rejenerasyon potansiyellerinin olması durumunda
cerrahi yapılmamalıdır.
Cerrahi Girişim
Yolları
Eğer timpanik membran
perforasyonu ile kemikçik dislokasyonu beraberse
vertigo ve nistagmus açısından dikkatli olmalıyız.
Özellikle arka-üst kadranda perforasyonda beraberinde
ciddi vertigo, nistagmus varsa acil cerrahi girişim
yapılmalıdır.
Transvers kırıklı
hastalarda işitme, denge ve fasiyal sinirin yaralanma
riski daha yüksek olduğundan cerrahi girişime daha sık
gerek duyulmaktadır. Bu hastalarda orta kulak yoluyla
kafa içine enfeksiyon yayılma riski daha yüksek
olduğundan yapılacak cerrahi bu riski artırabilir.
Fasial sinir
paralizisinde genikulat gangionda yapılan histolojik
çalışmalarda proximol segmente doğru önemli retrograd
nöral dejenerasyon, labirent segmentte fibrozis erken
onarım gerektiğini düşündürür. Transvers kırıklarda
fasial sinir hasarı ve cerrahi gereksinimi daha
fazladır. Bu hastalarda orta kulak enfeksiyonu direkt
yayılımla intrakranial enfeksiyonlara neden olabilir.
Fasiyal sinirin cerrahi
onarımında seçilecek birkaç yaklaşım vardır. Bu
yaklaşım için kullanılması gereken seçenekler hastanın
işitme düzeyine göre seçilmelidir. Hastanın işitme ve
denge işlevleri normalse mastoid veya orta fossa
yaklaşımı kullanılabilir. Fasiyal sinire ait yaralanma
ve kırık hattı genikulat ganglion bölgesinde olan
kemik yolu işitme eşiği 55 dB’den iyi olan hastalarda
transmastoid ekstralabirenter yaklaşım
kullanılmalıdır. Ancak temporal kemik kırıklarında
fasiyal sinir aynı anda birkaç yerden yaralanabilir.
Travma sırasında fasiyal sinir yaralanmaları en sık
genikulat ganglion civarında olduğundan siniri tamamen
ortaya koyabilecek bir yol seçilmelidir. Bu nedenle
hasta postauriküler mastoid ve orta fossa girişimi
için hazırlanmalıdır. Postauriküler insizyon ile
girilerek komplet mastoidektomi yapıldıktan sonra
lateral yarım daire kanalı antero-medialinde timpanik
veya digastrik ridge önünde fasiyal sinir vertikal
parçası bulunarak ortaya konulur ve fasiyal reses
genişçe açılarak kemikçiklerin durumu değerlendirilir.
Daha sonra fasiyal sinirin timpanik parçası
kemikçiklerin medial bölümünden kokleariform proses
seviyesine oradan da genikulat gangliona kadar takip
edilmelidir. Ancak transmastoid yaklaşım ile genikulat
gangliyonun daha medialindeki bölümü açmak ve
değerlendirmek güç olabilmektedir. Bu nedenle
postauriküler insizyon yukarı doğru uzatılarak orta
fossa yaklaşımı için kraniyotomi yapılır. Orta fossa
durası kaldırılır ve fasiyal sinirin labirentin bölümü
iç kulak kanalına kadar ortaya konulur. Hastanın
işitmesi çok kötü ise translabirenter yaklaşım
kullanılmalıdır.
Fisch, travmadan altı ay
sonra fasiyal fonksiyonlar geriye dönmüyorsa
yaralanmanın büyük olasılıkla genikulat gangliyon
seviyesinde olduğunu ve fasiyal sinir rejenerasyonun
majör süperfisyal petrozal sinire doğru olduğunu
savunmaktadır. Bu nedenle Felix fasiyal sinirin
genikulak gangliyon seviyesindeki yaralanmalarında
süperior yarım daire kanalını tam olarak ortaya
koyarak labirentin parça ile timpanik parçanın yeniden
uç uca birleştirilmesini önermektedir. Sinirde kesilme
olmayıp sinirin çevresini saran fasya tarafından
sıkıştırıldıysa ve sinirde aksonal iletim bozulmuşsa
sinir kılıfının kesilmesi ve sinirin rahatlatılması
önerilmektedir. Sinir kılıfında skar dokusu oluşmuş ve
nöronal iletim tamamen durmuşsa bu durumda yaralı
bölge çıkartılmalı ve başki bir sinirle
greftlenmelidir. Greftleme sırasında alınan greftin
gerginlik yaratmayacak kadar yeterli uzunlukta olması
gereklidir.
Translabirentin
Dekompresyon
Transvers temporal kemik
kırığı olan işitme ve vestibüler fonksiyonları
bozulmuş hastalarda fasiyal sinir yaralanması
translabirentin yolla yapılabilir. Bu durumda hasta
tamamen işitme ve vestibüler işlevlerini geriye
dönüşümsüz olarak yitireceği konusunda
bilgilendirilmelidir. Bunun için ameliyata genel
anestezi altında postauriküler insizyonla başlanarak
komplet mastoidektomi yapılır. Digastrik ridge önünde
yada lateral yarım daire kanalı önünde fasiyal sinir
bulunarak tamamen ortaya konulur. Yarım daire
kanalları ve vestibül turlanarak fasiyal sinir iç
kulak kanalına girdiği bölgeye kadar izlenmelidir.
Ancak labirentin bölümde fasiyal kanal oldukça dardır
ve bu nedenle bu bölümde çok dikkatli çalışmalıdır. Bu
işlemler sırasında iç kulak kanalı bölgesinde sinirin
kılıfı bulunmadığından dura sinirden
serbestleştirilmemelidir. Sinirin serebellopontin
köşedeki bölümüne girişim yapılacaksa arka kafa çukuru
da açılmalıdır. Translabirentin yaklaşımla sinir
dekompresyonu yapılırken sinir kanalından çıkarılarak
genikulat gangliyon bölgesindeki açılanma düzeltilir
(re-routing). Böylece gerginlik azaltılır ve uç uca
anastomoz kolaylaşır. Sinirin kafa içindeki bölümünde
sinir kılıfı olmadığından uç uca anastomozlarda dikiş
yerine doku yapıştırıcıları kullanılmalıdır. Sinir
beyin sapından çıktığı bölgede de yaralanabilir ve
fasiyal sinir paralizisine beyin sapı patolojisi de
eşlik edebilir. Hastada beyin sapına ait patolojiler
bir süre sonra düzelir ama fasiyal paralizinin kalma
riski çok fazladır. Bu hastalarda temporal kemik
içindeki bölüm sağlam olduğundan temporal kemiğe
yönelik dekompresyon yapılmamalıdır.
Hastalar sinir
fonksiyonlarının düzelme süresi ve oranı hakkında
bilgilendirilmelidir. Sinirde tam kesilme olan
hastalarda rejenerasyon miktarının 1 mm/gün olduğu göz
önünde bulundurularak düzelmenin 6 aydan önce
olmayacağı, tam düzelmenin 18-20 ay kadar sürebileceği
söylenmelidir.
Vestibüler yaralanmalar
genellikle şiddetli başdönmesi, bulantı, kusma ve
dengesizlik yakınmalarına neden olur. Çoğu kez
adaptasyon gelişmesiyle düzelme olur.
Ancak yakınmalar ara
sıra geliyor ve bir türlü kaybolmuyorsa bu hastalarda
vestibüler rehabilitasyon yapılmalıdır. Yeterli
işitme, belirgin bir fluktuan vestibüler hasarlanma
varsa ve 1 yıllık takipte geri dönmediyse orta fossa,
retrolabirentin yada retrosigmoid vestibüler nörektomi
yapılabilir.
Minimal vestibüler
fonksiyon ve nonfonksiyonel işitme durumunda formal
postaaurikülmer labirentektomi yapılır. 8. sinir
nörektomisi eklenebilir.
Travma perilenfatik
fistül için önemli bir etken olup fluktuan (dalgalı)
vestibüler yakınmalara neden olabilir. ENG ve fistül
testi yararlı olabilir ancak tanı koydurucu değildir.
Tragustan perikondrium, temporal fasya, kulak lobül
yağı gibi greftlerle fistül alanı kapatılır.
Eksploratif
timpanotomide yuvarlak pencere membranı tam görülür
hale getirilir. Oval pencerede stapesin tüm annuler
ligamentini görmek de önemlidir. Koklear pencere de
konjenital kartilaj artığı açısından incelenmelidir.
Eksploratif
Timpanotomi
Perilenfatik fistül
olmadıkça sensörinöral işitme kaybı için hiçbir
cerrahi girişime gerek yoktur. Sensörinöral işitme
kaybı dışında olabilecek işitme kaybı kemikçik zincir
kopmasına bağlı olabilir. Odyoloji ve timpanometrik
testlerle kemikçik zincir kopmasından şüpheleniliyorsa
ekploratris timpanotomi ile uygun tedavi yapılabilir.
Oval pencerede fistül varsa stapes destek olarak
kullanılabilir. Koklear pencerede fistül varsa küçük
elmas turla doku fistül yerine itilir, sonrasında doku
grefti ile kapatılır. Post travmatik timpanotomi
sırasında en sık saptanan kemikçik patolojisi
inkudostapedial eklem ayrılmasıdır. Stapes ve inkus
arasında fibröz bir bağlantı bulunması yüksek tonlarda
iletim tipi işitme kaybı yapar. Ses iletim sağlanamaz.
Tedavide ya inkus-stapes bağlantısı kemik çimentosu
ile kurulur ya da inkus çıkarılıp yeniden
şekillendirilerek malleus ile stapes arasına
yerleştirilir. Ayrıca inkus replasman protezler bu
iletimin sağlanmasında kullanılabilir. Kemikçik zincir
kopmasının ikinci sıklıkta görüldüğü kısım stapes
bacaklarındaki kırılmadır. Bu lezyon da operasyon
öncesi yapılan odyometrik değerlendirme ile
saptanabilir. İletim tipi işitme kaybı olan bir
hastada, timpanometrik incelemede kemikçik zincir
kopması bulgusu (AD tipi timpanogram) ve
stapes refleksi sağlamsa mevcut spates bacaklarının
stapes tendonu yapışma yerinin altındaki bölümden
kırıldığı düşünülmelidir. Bu tipteki odyolojik patern
sadece bu patolojide görülmektedir. Bu durumun
tedavisinde, stapes tabanı ile inkus yada malleus
arasına yerleştirilen kıkırdak yada kemikçik ile
iletim sağlanmalıdır.Stapes tabanının nadir görülen
subluksasyonu bir otolojik acil durumdur. Bu genelde
sensörinöral iştme kaybı, tinnitus, vertigoya neden
olur.
Kaynak ve diğer sanayi
dallarında çalışanlarda görülen sıcak çapaklara bağlı
yanık ve delinmeler kendiliğinden kapanmaz. Mukozada
nedbe dokusuna neden olabileceğinden bu yaralanmaların
tedavisi de güç olmaktadır. Ancak timpanoplasti ile
perforasyonun kapanma şansı klasik timpanoplastilerden
düşük olmamaktadır.
Travma sonrası DKY’de
stenoz (daralma) olabilir. Daralmaya bağlı olarak
serumen birikmesi yada kolesteatom gelişebilir.
DKY’nin tam tıkandığı hastalarda işitme azlığı
kaçınılmazdır. Daralmış kısım 360º çepeçevre kesilerek
çıkarılır ve kulak arkasından alınan tam kat cilt
grefti ile defekt onarılır.
Kaynaklar
1.Kemal Görür -KBB
Hastalıkları ve Baş Boyun cerrahisi.Temporal kemik
kırıkları.235-241
2.UTMB Dept. Of
Otolaryngology Grand Rounds .March 12, 1997
3.Temporal Bone
Fractures:Article by Richard Woodcock,MD
4.Otology&Neurotology.Inc.
25:195-196,2004 Temporal Bone Histopathology Case of
the Month
5.Temporal Bone
Fractures: Traditional Classification and Clinical
Relevance;2004 The American Laryngological,Rhinological
and Otological Society,Inc. |