|
|
SES FİZİĞİ ve
PSİKOAKUSTİK
Prof. Dr. İbrahim HIZALAN, Kasım 2001 |
Ses fiziksel enerji
cinslerinden biridir, bir titreşim enerjisidir. Ses,
hava basıncındaki küçük, titreşimsel değişikliklerinin
iletimi ile karakterizedir. Bu titreşimlerin, spesifik
bir ses alıcısı olan kulağa ulaşması sonucunda İŞİTME
HİSSİ ortaya çıkar.
Ses ile ilgili fizik alanına AKUSTİK adı verilir. Bu
fizik stimuluslar ile karşılıklarında oluşan sübjektif
(psikolojik) olaylar arasındaki kantitatif ilişkileri
inceleyen bilim dalına PSİKOAKUSTİK adı verilir.
Ses, genellikle mekanik, elektromanyetik veya diğer
yollarla titreşime sokulan yapılar tarafından
oluşturulur. Yayılması, ortamdaki partiküllerin bu
hareketi bir sonraki partiküle iletmesi ile olur.
Ortamdaki partikül kendisine iletilen enerji ile
istirahat pozisyonundan uzaklaşır, komşu partiküle
çarpar, sonra istirahat pozisyonuna dönerken komşu
partikül istirahat pozisyonundan uzaklaşıp bir sonraki
partikülü harekete geçirir. Böylece partiküllerin
birleştiği (yakınlaştığı) KOMPRESYON (sıkışma) fazları
ve partiküllerin ayrıldığı (uzaklaştığı) RAREFAKSİYON
(seyrelme) fazları oluşturur. partiküller taşınmaz;
nakledilen enerjidir. Yayılım hızı, 20oC ısıda, havada
344 m/san.’dir.
En basit şekilde oluşturulacak bir ses, örneğin
diapozon’un uniform sesi zaman içinde gösterilirse
“sinüzoidal dalga” şekli ortaya çıkar. Kompresyon
alanları (+) faz’a rarefaksiyon alanları (-) faz’a
tekabül eder. Saniyedeki (+) ve (-) faz
değişikliklerinin sayısı FREKANS’ın ölçüsüdür.
Frekansın birimi (HERTZ= Hz) dir.
Dalga boyu
1 Hz.de 344.00 m
100 Hz.de 3.44 m
10000 Hz.de 0.0344 m (3.44 cm);
Sesin yayılma hızı
20oC havada 344 m/s
30oC suda 1494 m/s
çelikte 5000 m/s
dir.
Sesin üç boyutu vardır: Frekans, şiddet ve zaman. Bu
üç boyuttaki özellikler ve distorsiyonlar gerek
psikoakustik’ in gerekse işitme patolojilerinin
temelini oluştururlar.
|
SESİN
FREKANS AKSI
İnsan kulağı, algılayabildiği en alçak frekans ses
olan (yaklaşık) 20 Hz. sesin, 100 misli daha tizini,
yani yaklaşık 10 oktav daha yükseği olan 20.000 Hz.
frekans’daki sesi algılayabilir. Bu geniş algılama
alanı içinde en çok kullandığımız ve gerek odyometrik
ölçümlerde, gerekse işitme cihazı uygulamalarında en
önemli sayılan frekanslar 125 Hz. ile 8000 Hz. arası
frekanslardır. DIFFERENCE LIMEN kulağın frekans
açısından algılayabildiği en küçük değişikliktir.
Frekansı, psikoakustik açıdan ele alırsak sesin
frekansının kişi tarafından şuurlu algılanması haline
SESİN PERDESİ (PITCH) adı verilir, ve bu algılama
sesin asıl frekansından (fizik olaydan) farklı
olabilir. Örneğin sesin frekansı değişmeden şiddeti
değiştiğinde perdesi (pitch) değişebilir. Ya da süre
uzadığında yine sesin perdesinde değişiklik
hissedilebilir. PITCH DISCRIMINATION birbirine çok
yakın iki “pitch”e sahip iki ses arasında ayırım
yapabilme kabiliyetidir. 1000 Hz. frekans civarında
3-4 Hz.’lik değişiklik algılanabilir.
İnsan kulağı bütün frekanslara eşit derecede hassas
değildir. En hassas olduğu frekanslar 2 KHz-5 KHz
arası, en az hassas olduğu frekanslar ise en alçak ve
en yüksek frekanslardır.
|
SESİN FREKANS AKSINDAKİ DİSTORSİYONLAR: Parakuzi –
Diplakuzi
Frekans duyusundaki distorsiyon sesin ait olduğu
frekanslardan daha başka bir frekansta imiş gibi
duyulmasıdır. Buna tonal parakuzi denir. Eğer her iki
kulakta da oluşmuşsa farkına varılması çok zordur,
ancak müzisyenler fark edebilir.
Eğer
tek taraflı ise hasta bir frekanstaki sesi bozuk ve
sağlam kulakta ayrı ayrı algılayacağı için çift ton
işitme (diplakuzi) ortaya çıkar.
|
SESİN ŞİDDET AKSI
İnsan kulağı, ses şiddeti (SI) bakımından, en zayıf
duyabileceği sesin yüztrilyon defa ( 1014)
daha şiddetlisini tolere edebilir.
Şiddet (İ), fizik bir birimdir. Belli bir noktada,
belli bir yönde, ünite alandan (1 cm2)
geçen enerji akımı (watt) miktarını belirler. Ünitesi
watt/cm2’dir.
Günlük kullanımda, ses, şiddet birimi yerine basınç
(P) birimi ile ifade edilir:Dyn/cm2 .
|
P= √i veya
İ= P 2 |
|
BASINÇ ÜNİTELERİ
C.G.S. (Centimeter,Gram,Second) dyn/ cm2
M.K.S. (Meter,Kilo,Second) Newton / m2
S.I. (System International) Pascal
|
Hava, cm2’de
62 milyon partikül bulunduran bir elastik
materyal’dir. Havadaki bu partiküllerin ağırlığı,
deniz seviyesinde, bize cm2’ye 1055 gr’lık
atmosferlik basınç verir. İnsan kulağına ulaşan ses
basıncı da, kulak zarı yüzeyindeki basınçta
değişikliğe yol açar. 1000 Hz.lik bir ses için insan
kulağının fark edebileceği ortalama eşik basınç değeri
20 mPa’dır.
Bu basınç 200 milyon Pa’a ulaşınca kulakta ağrı
oluşmaya başlar. Böylece insan kulağı basınç açısından
eşik seviyede olduğu sesin 10 milyon defa (107) daha
fazlasını tolere edebilir.
Ancak, bu şekilde bir lineer skala’nın çok büyük ve
gereksiz olduğu ortaya çıkar. Ayrıca insan kulağının
ses stimuluslarına logaritmik cevap verdiği de göz
önüne alınırsa austik parametreleri ifade için
“ölçülen değerin standart değere logaritmik oranını
belirleyen bir skala”nın kullanımın doğru olacağı
sonucu ortaya çıkar.
İki akustik basınç arasındaki ilişki şu formülle ifade
edilir.
(dB) P = 20 Log. P1: Pr
Böylece referans değer olan eşik basınç değere (20
mPa’a)
eşdeğer basınç’ın karşılığı (dB) P = 20 Log. 20
mPa
: 20 mPa
= 0 ’ dır . Böylece 0 dB. insan kulağının
farkedebileceği eşik enerjiyi belirler.
Decibel skalası basınç skalası değil, enerji
skalasıdır. Logaritmik bir skaladan derive olduğu için
belirli bir mutlak değeri veya ünitesi yoktur, sadece
bir oran belirler.
İki ses basıncı (SPL) arasındaki farkı bildiren oran:
dB (SPL)= 20 Log. P : Pr
Yani basıncın 10 misli artması 20 dB’i ifade eder. Bir
ses basıncının 10 milyon defa (107) artması
140 dB.lik artışa eşdeğerdir.
İki ses şiddeti (Sİ) arasındaki farkı bildiren oran
dB (Sİ)= 10 log I1 : Ir
Yani şiddetin 10 misli artması 10 dB’i ifade eder. Bir
sesin şiddetinin 100 trilyon defa (1014)
artması 14 Bel’e yani 140 dB’lik artışa eşdeğerdir.
Ses basınç ya da şiddetleri dB cinsinden toplanamaz.
Değerler, mutlak değerlere çevrilerek toplanır ve
tekrar dB’ e çevrilir.
BAZI KAVRAMLAR:
Ses Gücü (Sound Power - SP):
ses kaynağının fondamantal fizik
özelliklerini, ses kaynağındaki gücü ifade eder.
Ses Basınç Seviyesi (Sound
Pressure Level - SPL): ses kaynağından
çıkan gücün, ölçüldüğü noktadaki seviyesidir. Çok
sayıda çevre faktörünün etkisi ile (mesafe, yön, ortam
ısısı, ortam yoğunluğu ..vs.) dönüşmüş olduğu bir ses
basınç seviyesidir. Sesin fizik olarak ölçülen
seviyesidir (re: 20
mPa).
Ses Enerjisi (Sound Energy -
SE): Ortamdaki birim hacimdeki akustik
enerji miktarıdır (enerji yoğunluğu)
Ses Şiddeti (Sound İntensity
- SI): Akustik alanda birim hacimden birim
zamanda geçen ses enerjisidir.
Hissetme Düzeyi (SensationLevel
- SL): kalibre bir sound level metre ile
ölçülen “ağırlıklı SPL” dir. Psikoakustikte, referans
olarak, kişinin işitme eşiğini yansıtan bu düzeyi
kabul etmek daha pratiktir.
RMS (root mean square)
Amplitüd: İstatiksel bir ortalamadır.
Sinüzodial olaylarda peak amplitüd’ün 2 ye bölünmesine
tekabül eder(~
0.707xpeak amplitüd). RMS’in önemi güç (power) ile
ilgili konulardadır.
DİFFERENCE LİMEN (=Just
Noticeable difference = Ancak Ayırtedilebilir Fark ) :
Kulağın ayırt edebileceği en ufak ses
şiddeti farkıdır. Alçak şiddetlerde 3-4 dB., yüksek
şiddetlerde 0.3 dB kadardır. 5 dB.’lik artış belirgin
olarak hissedilebilir. 10 dB’lik artış ise sesin
şiddetinin iki misline çıkması hissini verir.
BİNAURAL İŞİTME
monaural işitmeden 3 dB daha iyidir.
LOUDNESS:
Sesin şiddetinin sübjektif hissediliş şeklidir. Sesin
şiddeti arttıkça bazilar membranın ve tüylü hücrelerin
titreşim amplitüdü de artar. Böylece:
1- tüylü hücreler sinir uçlarını daha şiddetli uyarır
2- daha çok tüylü hücre bazilar membranın titreşmekte
olan kısmının içine katılır ve stimüle olur (spatial
summation); dolayısıyla, daha fazla sinir lifi
uyarılır.
3- Baziler membranın sadece yüksek şiddette titreşimi
ile stimüle olma özelliğini taşıyan bazı tüylü
hücrelerin böylece stimüle olması M.S.S.nce sesin
şiddetinin çok artmış olduğu şeklinde yorumlanır.
EŞDEĞER ŞİDDET SEVİYESİ: PHON
Saf ses ve diğer gürültü tiplerinin şiddetlerinin
insan kulağı tarafından algılanması değişik otörler
tarafından geniş olarak araştırılmış ve muhtelif
“eşdeğer şiddet seviyesi” (equal loudness level)
eğrileri teklif edilmiştir. Bu eğriler, normal
işitmesi olan 18-25 yaşlarındaki geniş popülasyonun
istatistiki ortalamasına dayanmaktadır.
Bu eğrilerde, şahsın sübjektif şiddet hissinin
frekanslara bağlı olarak değiştiği görülmektedir.
Testlerde şahısların, kendilerine verilen saf ses
şiddetini, 1000 Hz. referans saf sesin şiddetine eş
değer hale gelecek şekilde ayarlamaları istenmektedir.
Dolayısıyla, 1000 Hz. bütün şiddet ölçümleri için
referans almaktadır ve bütün eşdeğer şiddet seviyesi
eğrileri 1000 Hz.deki ses basınç seviyesi ile aynı
nümerik değere (Phon cinsinden) sahip olmaktadırlar.
Böylece 1 KHz.de 50 dB. şiddetinde bir saf sesin 50
phon olan ses şiddeti 50 Hz.de 73 dB. dekiyle, 4 KHz.de
42 dB. dekiyle eşdeğer olmaktadır.
Genel olarak, bir saf sesin, belirli bir ses basınç
seviyesindeki eşdeğer his seviyesi alçak ve yüksek
frekanslarda azalmakta ve en yüksek değerine kulağın
en hassas olduğu 4 KHz.de ulaşmaktadır. Ayrıca, ses
basınç seviyesi arttıkça, bütün frekanslar arasındaki
eşdeğer his farkı azalmaktadır. Kulağın algıladığı
şiddet hissi gerek frekans, gerekse mutlak ses basınç
seviyesi bakımından non-lineer seyretmekte, fakat
belirli bir ses için ses basınç seviyesinde 10 dB.lik
bir artış, sübjektif ses algılama hissinde iki katına
çıkma olarak değerlendirilmektedir. Ve aşağıdaki
formülle gösterilmektedir. Böylece 40 phon ses şiddet
seviyesindeki bir sesin değeri 1 son olarak tarif
edilmektedir.
S= 2 (40-40) = 1
10
50 Phon’un karşılığı 2 son, 60 Phon’u karşılığı 4 son,
70 Phon’un karşılığı 8 son’dur.
S= 2 (50-40) = 21 = 2
10
.
S= 2 (60-40) = 22
= 4
10
.
S= 2 (70-40) = 23
= 8
10 |
|
SESİN
ŞİDDET AKSINDAKİ DİSTORSİYONLAR: REKRUTMAN
Eğer, belirli bir şiddetteki ses kulak tarafından eşik
değere oranla, olması gerektiğinden daha fazla
şiddetli algılanırsa “rekruitman”dan bahsedilir. Daha
zayıf algılanırsa “rekruitman’ın tersi” olaydan
bahsedilir. Aynı şiddetteki ses artışının farklı
şiddette algılanması ilk defa 1928’de FOWLER
tarafından ortaya atıldı. İşitme alanı daralır ve
sesleri ayırt etme kudresi (seuil differentiel) artar.
Örnek: 1024 Hz. sesi normal A şahsına dinletelim. 0 dB
de duymaya başlar 80 dB.e kadar arttırınca belirli bir
şiddette duyar. Normal
a) Hipoakuzik: Eşik 30 dB’de fakat 90 dB.e çıkmakla 80
dB.e eş duyar (110-30= 80) rekruitman yok.
b) Hipoakuzik: Eşik 30 dB’de fakat 90 dB.e çıkmakla 80
dB.e eş duyar (110’a çokmaya gerek yok) recruitman
var. (şiddet duyusu cetveli daralmış).
c) Hipoakuzik: Eşik 30 dB de fakat daha 70 dB. de
A’nın 80 dB.e eşit duyuyor (eşikteki 30 dB.kayba
rağmen). Sur-rekruitman var.
d) Hipoakuzik: Eşik 30 dB. fakat sesin şiddetini
arttırmakla algılamada değişiklik peak az oluyor. 110
dB’i geçince dahi ses şiddeti çok az yükseliyor
Rekruitman tersi olay var.
Rekrutman, işitme alanının daralmasını yansıtan klinik
tablonun adıdır. Koklear tip işitme kayıplarında
işitme eşiğinin yükselmesine rağmen işitme tavanı
(rahatsızlık seviyesi) paralel olarak yükselmez; hatta
alçalır. Böylece işitme alanı daralmış olur. |
|
|
Görüldüğü gibi B-C-D ve
E hastalarının liminer odyometrik muayeneleri aynı
eşik değer olan 30 dB.i vermektedir, eşik üzerinde ise
uyaranın şiddet artmaları aynı oranda
algılanmamaktadır.
İşitme alanının bu daralması (rekrutman) veya
genişlemesi (rekrutman tersi) “ayırtedilebilir en
küçük şiddet farkı” olan ayırıcı eşik (= seuil
differentiel) de de görülmektedir. (bkz. Bekesy)
Recruitmen’in anatomi-fizyolojik esası pek
bilinmemektedir. Özel olarak Corti organı tüylü
hücreleri tutan hadiselere bağlıdır. İstisnai olarak:
1) radiküler lezyonlarda
2) akustik nörinom’da
görülebilir.
Corti organı civarındaki enflamatuar hadiselere veya
hakiki sekonder koklear değişikliklere yol açan
vasküler sisteme baskılara bağlı olarak bulunabilir.
AÇIKLAMASI:
a) komşu hücerelere inhibitör etkinin azalması:
Stimüle olan hücre alanının
anormal yayılması (=genişlemesi) ile izah edilir.
Normalde, stimüle olan hücrelere, sinirsel refleks
yolu ile (=efferent iplikler) yapılan direkt veya
indirekt inhibisyonun kaybolması stimüle sahanın
genişlemesine yol açar.
b) hüceresel metabolik bozukluk: herhangi bir
metabolik bozukluk, iç kulak hücrelerinin cevabını
bozar ve şiddetli stimülasyona maruz kalan hasta tüylü
hücreler şiddetli sinirsel elektrik potansiyeli
salarlar.
.
c) tüylü hücerelerin
yerel kaybı: dolayısıyla hafif şiddetteki sesler ufak
bir sahayı (o da bozuk bir sahayı) uyarabilirler. Ses
şiddeti arttıkça daha geniş bir saha uyarılır; bu
sahanın ancak bir kısmı bozuk olduğundan diğer
kısımlar tam çalışır durumdadır, bozuk olan kısım
önemsiz bir yer tutar ve ses iyi duyulur.
d) İç ve dış hücreler arasındaki fonksiyonu farkı: en
geçerli teoridir. Bu iki çeşit hücre anatomik,
fizyolojik ve topografik olarak tamamen farklıdır. İç
tüylü hücreler ancak 60 dB. İle 80 dB. üzerindeki
şiddette seslerde rol oynarlar (Davis). Dolayısıyla
rekrutman esas olarak dış tüylü hücrelerin lezyonuna
bağlıdır. Bu lezyondan dolayı düşük şiddetteki sesleri
hasta duymaz fakat yüksek şiddetteki seslerde sağlam
olan iç hücreler normal duymayı sağlar.
Bu teori sur-recruitment’i izah edemez fakat rekrutman’
ın dış tüylü hücrelerin bozukluğu ile seyreden Meniere,
intoksikasyon ve akustik travma gibi hadiselerde olup
da, hem dış hem iç hücreleri bozan Presbiakuzi ve
retrolabirenter lezyonlarda olmadığını anlatmaya
yarar.
.
ŞİDDET HİSSİNDEKİ
BOZUKLUKLARIN ÖLÇÜMÜ:
1. FOWLER balans testi “ABLB” : hasta ve sağlam kulak
arasındaki veya REGER testi “MLB” aynı kulakta sağlam
ve tutulmuş frekanslar arasındaki şiddet hissi
seviyelerinin kontrolu ile yapılabilir.
ABLB : Alternate Binaural Loudness Balance
MLB : Monaural Loudness Balance
İşitme eşiği, ayırıcı eşik, ağrı eşiği ve rekruitman
arasındaki münasebet dolayısıyla bu ilk üç muayene ile
rekruitman hakkında fikir edinilir.
2. LUSCHER –ZWİSLOCKY
testi
3. SİSİ testi
4. RAİNVİLLE testi
5. BRUİNE-ALTES
LANGENBECK testi: Gürültü sesi altında odyometrik
inceleme yapılarak rekrutman aranır. Buna “Maske
tesiri altında test” ya da BRUİNE-ALTES LANGENBECK
testi adı verilir. Saf ses üzerine verilen maske sesi
etkisi, saf sesin şiddetinin sübjektif algılanması ile
ilgilidir.
6. METZ testi: Stapes adelesi kasılma refleksi belli
bir ses şiddetinde olur. Bu kası harekete geçirecek
eşik değerinin tesbiti (decibel olarak) rekrutman
hakkında bilgi verebilir. Böylece, işitme eşiği ile
akustik refleks eşiği arasındaki aralığın daralmasını
araştıran ve retrutman varlığına karar verdiren teste
METZ rekrutman testi adı verilir.
7. VOKAL ODYOMETRİ: Rekrutman ve ona eşlik eden diğer
bozukluklar fonetik tanımlama üzerine etkili
olabilirler. Böylece özel vokal testler ile rekrutman
mevcudiyeti hakkında fikir edinilebilir.
8. BEKESY testi (otomatik odyometri)
|
SESİN
ZAMAN AKSI
Zaman aksındaki özelliklerin temeli stimulus devam
ederken “loudness” hissinin azalmasıdır.
SESİN ZAMAN AKSINDAKİ DİSTORSİYONLAR: TONE DECAY ve
FATIGUE
TONE DECAY:
“Adaptasyon” fenomenidir. Normal bir kulak, eşik
değerde bir sesi 3 dk. süre ile takip edebilir; en az
1 dk. süre ile takip edebilmelidir. Aksi halde
adaptasyondan bahsedilir (tone decay) ve nöral bir
patoloji açısından bulgu sayılır.
FATIGUE:
“Yorulma”yı ifade eder. Ses stimulus’u bittikten
sonra, “işitme eşiğinde yükselme” şeklinde oluşan
değişmeyi (TTS = Temporary Threshold Shift)i gösterir.
|
SESİN
YÖNÜNÜN AYIRTEDİLEBİLMESİ
Üç mekanizma sayesinde olur: 1. sesin iki kulağa
girişi arasındaki zaman farkı (en çok 3 KHz.in
altındaki frekanslarda işlerlik kazanır). 2. İki kulak
arasındaki ses şiddeti farkı (en çok yüksek
frekanslarda etkili) (başın bu frekanslarda perde
etkisi) 3. İki kulak arasındaki faz farkı (frekans
1500 Hz. – dalga boyu çok kısa .. vs.)
Zaman aralığı mekanizması, diğerinden daha doğru
olarak yönü ayırt etmeye yarar. Ses yönünün
algılanması SUPERİOR OLİVAR NUCLEUS’de başlar ve
korteks’e kaf-dar olan nöral yolları gerektirir.
Odituar korteksin iki taraflı tahribi ses yönünün
saptanmasını olanaksız kılar.
MEKANİZMA: Ses, bir kulağa diğerinden kısa bir
süre önce girerse KONTRALATERAL SUP. OLİVAR NÜKLEUS’un
medial kısmındaki NÖRONLARINI EKSİTE EDER, fakat, AYNI
ZAMANDA İPSİLATERAL SUP. OLİVAR NUCL. NÖRONLARI İNHİBE
EDER. Bu inhibisyon 1 ms’ nin kesiri kadar sürer.
Dolayısıyla, ses 1. kulağa ulaştıktan kısa bir süre
sonra, 2. kulaktan gelen ses için olan yol inhibe
durumdadır. Ayrıca, medikal sup.olivar nükleus
nöronların bazılarının inhibisyon aralığı diğer
kısımlarınkinden daha uzundur. Dolayısıyla, 2.
kulaktan gelen ses sinyali inhibe sup. olivar
nukleus’a geldiği zaman, sinyal, odituar yola geçmeden
ulaşır. Böylece nöronal stimülasyon uzaysal bir
pattern’i gelişir ve kısa aralıklı sesler bir nöron
takımını maksimal stimüle ederken, uzun aralıklı
sesler başka bir nöron takımını maksimal stimüle eder.
Sinyallerin bir uzaysal yönlendirilmesi odituar
korteks’e iletilir ve orada, ses yönü, maksimal
stimüle edilen cortex yerine göre tanımlanır.
.
BİNAURAL İŞİTME
1. Mutlak işitme
eşiğinde, tek kulakta işitmeye nazaran 3-4 dB daha iyi
işitme sağlar
2. bir ses kaynağının
yerinin tanımlanmasında (stereofonik etki) her iki
kulağa gelen ses pattern’leri ile M.S.S. ilişkileri
rol alır.
SES LOKALİZASYONU
FAKTÖRLERİ:
1- İnteraural ses
şiddeti : yüksek frekanslarda fazladır (başın gölge
etkisi) 1400 Hz. üzerindeki seslerde önemli
2- İnteraural faz farkı
: dalga boyuna (frekansa bağlıdır) 1400 Hz. altında
önemli
3- İnteraural zaman
farkı : ses kaynağı ile kulakların pozisyonu
arasındaki ilişkiye bağlıdır. Özellikle kompleks
seslerde önemli
.
MASKELEME
Bir saf sesin benzer
frekanslarda daha şiddetli bir ses tarafından
maskelenmesine İPSİLATERAL DİREKT MASKİNG adı verilir.
Bu mekanizma, M.S.S.nden bağımsızdır. Maskeleme olayı,
iki sesin, tüylü hücre-nöron kompleksinin
transdüksiyon safhasında interaksiyonları ile
olabilmektedir.
.
REMOTE MASKİNG:
başka bir frekansda maske sesiyle maskelemedir. Bu
durumda aynı derecede maskeleme için daha şiddetli
maske sesi gereklidir.
TRANSKRANİAL MASKİNG: maske sesinin başı aşarak
diğer kulağı etkilemesidir.
SANTRAL MASKİNG: iki kulağın santral
bağlantılarının birbirine karışması sonucu ortaya
çıkar. Günlük yaşamımızda izole bir saf sese nadiren
maruz kalırız. Özel olarak ilgilendiğimiz sesi,
diğerleri ile, sıklıkla çevre sesi dediğimiz seslerle
beraber duyarız. Eğer çevre sesinin frekans
komponentleri işitmek istediğimiz sesinkilere nazaran
daha şiddetli ise sesin algılanması, özellikle
konuşmanın anlaşılabilirliği bozulmuş (veya
maskelenmiş) olur.
.
.
KAYNAKLAR
1. Tondorff J. Physics
of Sound. In: Otolaryngology (Ed: MM Paparella and DA
Shumrik). Vol I, W.B.Saaaunder’s Co., Philadelphia,
1973; 241-260
2. Stephens SDG.
Psychoacoustics. In: Scientific Foundations of
Otolaryngology (ed: R Hinchcliffe, D Harrison),
William Heinemann Medical Books Ltd., London, 1976;
344-351.
3. Groves J. Physiology
of Hearing. In: Scott-Brown’s Diseases of the Ear,
Nose and Throat (Ed: J Ballantyne and J Groves),
Butter-Woorths, London, 1971; 61-108
4. Meassuring Sound:
Brüel and Kjaer yayını. K. Larsen and Sons, Kopenhag,
1984
5. Rondolp KJ.
Measurement of Sound. Otolaryn Clin N Amer 1978;
11(3):597-610.
6. Sound Intensity:
Brüel and Kjaer yayını, K Larsen and Sons, Kopenhag,
1986.
7. Guyton AC. Textbook
of Medical Physiology, 5th. Edition, W.B.Saunders and
Co., Philadelphia, 1976; 833-837.
8. Hassall JR, Zaveri K.
Acoustic Noise Measurements. (Bruel and Kjaer yayını)
K. Larsen and Sons, Kopenhag, 1979.
|
|
|
|
|
|