|
|
ANATOMİ
|
|
Prof.Dr. Levent ERİŞEN |
TÜKRÜK BEZLERİ |
Tükrük bezleri;
1.
Major tükrük bezleri,
2.
Minör tükrük bezleri
olmak üzere 2 gruba ayrılılar.
|

Major tükrük bezleri;
·
Parotis,
·
Submandibüler ve
·
Sublingual bez
olup (Şekil-23), minör tükrük bezleri başta oral kavite ve
farenks olmak üzere, tüm üst sindirim ve solunum yolu mukozası altında
yaygın olarak yerleşirler ve 700-1000 kadardırlar.
Şekil-23 |
PAROTİS:
Cilt altında, gergin bir bağ dokusu ile çevrili kapsül içinde
bulunan ve retromandibüler-preauriküler yerleşimli en büyük tükrük
bezidir. Tanımlanan bu yalancı kapsül lateralde çok incedir ve parotis
şişliklerinde ağrıya neden olur. Bezin alt ucunda bu bağ dokusu mantosunda
bir açıklık vardır, onun için enfeksiyonları ve tümörleri bu açıklıktan
piterigopalatin fossaya ve parafarengeal boşluğa uzanabilir.
Üst bölümü, medialden mandibula ramusu, arkadan dış
kulak yolu ve üstten zigomatik ark ile çevrilidir. Alt kısmı (servikal
bölüm) çene köşesi ile mastoid çıkıntı arasındadır. Aşağıda sınır
sternokleidomastoid kasın ön kenarı ve digastrik kasın arka karnıdır.
Bezin servikal kısmının önemi, buradan köken alan neoplazmların kolaylıkla
mediale orofarenkse doğru büyüyüp, kum saati şeklinde lezyonlara neden
olabilmesidir.
|
Parotis
bezi kanalı (Stenon) yaklaşık 6 cm boyundadır, bezin ön
kenarından çıkarak masseter kasını çaprazlar ve bukkinatör kas ile bukkal
mukozayı delerek ağız boşluğuna açılır (Şekil-24a). Ostium kenarları
mukozada hafif kabarıklık yapar ve enflamasyonlarında kırmızı ve ödemli
bir hal alır. Kanalın orifisi üst 2. molar diş seviyesindedir (Şekli-24b).
Şekil-24b
Şekil-24a |
 Fasiyal
sinir stilomastoid foramenden temporal kemiği terk eder ve 0.5-1.5 cm’lik
kısa bir seyirden sonra parotis bezi parenkimi içine girer (Şekil-25a ve
b) ve hemen temporal, frontal, zigomatik, bukkal ve servikal dallarına
ayrılır. Bu periferik dallar arasında çeşitli anastomozlar vardır. Fasiyal
sinir tüm mimik kasları ve platizmayı innerve eder. Herhangi bir parotis
cerrahisinde fasiyal sinir dallarını bulmanın en emin yolu trunkusu ortaya
koymaktır.
Şekil-25a
Şekil-25b
|
Fasiyal sinirin daha medialinde, transvers
fasiyal, maksiller ve retroauriküler arter gibi parotisi besleyen
eksternal karotid arterin dalları vardır. Bezin venöz drenajı internal
jugüler vene olmaktadır.
Parotis bezi içinde ve bez çevresinde bol
miktarda lenf nodu vardır. Bu lenf nodları submandibüler bölge lenf
nodları yolu ile veya direkt olarak üst derin jugüler lenf nodları ile
bağlantılıdır. Bu nedenle parotisin enfeksiyon ve malign neoplazmlarında
bu lenf nodlarında da patoloji saptanırken, auriküla, dış kulak yolu,
skalp, alt göz kapağı gibi bazı komşu anatomik bölgelerin lenf drenajı da
parotis içi ve çevresi lenf nodlarına olduğundan bu bölgelerin enfektif ve
malign neoplastik patolojilerinde, intra ve periparotid lenf nodları da
etkilenir. Yani parotis maligniteleri başka lenf nodlarına metastaz
yapacağı gibi, başka bölge maligniteleri de parotise lenf nodu metastazı
yapabilir. Ayrıca bez içi ve çevresi bu lenf nodlarından kaynaklanan
lenfoma da görülebilir.
Parotis bezi sekresyonunun otonomik
kontrolünü sağlayan sempatomimetik lifler karotid pleksusdan gelir ve
vazokonstrüksiyona neden olur, tükrük oluşumundaki etkileri
parasempatomimetikler kadar fazla değildir. Pregangliyonik parasempatik
lifler N. Petrosus Superficialis Minor ile otik gangliyona
gelir ve buradan kalkan postgangliyonik lifler N. Auriculatemporalis
ile beze ulaşır. Bunlar tükrük yapımına arttırırlar.
|
SUBMANDİBÜLER BEZ:
|

Önden digastrik kasın ön karnı, arkadan
stilomandibüler ligament ve üstden mandibula ile sınırlı üçgende gömülü
olarak bulunur. Bezin esas bölümü milohiyoid kasın inferiorundadır ve
süperfisiyal servikal fasya ile kaplıdır.
Bezin boşaltıcı kanalı Wharton
yaklaşık 5 cm. uzunluğundadır. Ağız tabanı mukozasının altından öne doğru
uzanarak, ağız tabanındaki sublingual karunküldeki ostiumla sonlanır
(Resim-6 ve 26).
Şekil-26 |
Klinik önemi; enfeksiyonlarının U şeklindeki
bez boyunca, ağız tabanında flegmon ve apse oluşturacak şekilde ağız
tabanının arkasına doğru yayılabilmesidir.
Bez kanalının lingual sinir ile yakın
ilişkisi vardır ve kanal siniri arka-dıştan çaprazlar. Onun için bir taş
nedeni ile olan akut obstrüksiyonun tedavisi için kanala bir prob ile
girildiğinde sinir zedelenmesi mümkün değildir. Ancak kanal ensizyon ile
açılacak olursa, sinir zedelenebilir. Yine bezin çıkarılması sırasında
yakın komşuluktan dolayı hipoglossal sinir de zedelenebilir. Bu nedenle
sayılan bu sinirlerin bezin çıkarılması sırasında görünür hale getirilmesi
ile zedelenmeleri önlenebilir.
Bezin otonomik innervasyonu: pregangliyonik
parasempatomimetik lifler korda timpani yolu ile lingual sinirle birlikte
submandibüler gangliyona gelir. Buradan kalkan postgangliyonik lifler aynı
sinirle beze ulaşır. Sempatik lifler ise superior servikal gangliyondan
gelir.
SUBLİNGUAL BEZ:
Major tükrük bezlerinin en küçük olanıdır. Ağız tabanı mukozası
altında bulunur. Arka kısmı submandibüler bezin ön kenarı ile temastadır.
Boşaltıcı kanalı multipl olup (Bartholin Kanalları) ağız
tabanındaki plika sublingualis’teki multipl ostiumlara açılır (Resim-6 ve
26). Otonomik innervasyonu submandibüler bez ile aynıdır.
Klinik önemi; boşaltıcı kanallarının birinin
tıkanması ile oluşan retansiyon kistleri, ağız tabanında morumsu kistik
yapı olarak karşımız çıkar, büyük boyutlara ulaşabilir ve Ranula
ismi ile anılır. Boyutlarına bağlı olarak dil hareketlerini engelleyerek
yutma, konuşma fonksiyonlarını bozabilir. Tedavisi cerrahi olarak
eksizyondur.
MİNÖR TÜKRÜK BEZLERİ:
Farenks, oral kavite, nazal kavite, sinüsler, larenks ve
trakea mukozası altında dağınık olarak bulunurlar. |
 
Dudakların içi yüzündeki mukozada ve sert
damak mukozasında daha yoğundurlar (Şekil-27a ve b). Bu nedenle dudak ve
sert damak mukozasında patolojik bir bulgu saptandığında ayırıcı tanıda
minör tükrük bezlerinden kaynaklanan bir patoloji olabileceği öncelikle
akla getirilmelidir.
Tüm tükrük yapımının yaklaşık %5-8’ini
oluştururlar. Fakat bir veya daha fazla major tükrük bezi fonksiyon dışı
kalırsa, mukozanın nemlendirilmesi işini anlamlı derecede kompanze
edebilirler. Radyoterapi gibi bir nedenden sonra fonksiyonlarını
kaybederlerse ciddi kserostomi görülebilir.
Klinik önemleri; minör tükrük bezi tümörlerinin genellikle
malign olması (adenoid kistik karsinom, asinik hücreli tümör gibi), benign
tümörlerinin (pleomorfik adenom gibi) daha seyrek görülmesidir.
Şekil-27a
Şekil-27b |
|
|
|
|