Tedavi
Öncelikle hastanın genel
durumu ile ilgili sorunların değerlendirilmeli ve buna yönelik yaklaşımlarda
bulunulmalıdır. Timpan membrana yönelik herhangi bir müdaheleden kaçınmak
gerekir. Profilaktik antibiyotik verilir.
7-
Yuvarlak pencere rüptürü
Düşük orta kulak basıncı ile beraber kuvvetli fiziksel yüklenme,
BOS basıncındaki akut yükselmenin iç kulağa etkisi, akustik travma,
kafa travması, empedans ölçümü gibi akut basınç değişimleri
sonucu yuvarlak pencere membranının rüptüre olarak perilenfanın
timpan boşluğa geçmesidir. Oval pencere membranının rüptürleri daha
çok posttravmatik veya postoperatif görülür.
Klinik: Akut ortaya çıkan
tek taraflı işitme kaybı, sıklıkla başdönmesi ile beraberdir ve
tinnitus bulunur. Meniere ve servikal işitme bozukluklarından ayırıcı
tanısı güç olduğundan, anamnezin yetersiz olduğu durumlarda infüzyon
tedavisi altında semptomlar kötüleşiyorsa bir yuvarlak pencere rüptürü
akla gelmelidir.
Otoskopi: Hemen daima özelliksiz
timpan membran bulguları vardır.
Tedavi: Cerrahi tedavi;
timpanotomi yapılır ve yuvarlak pencere ve gereken durumlarda oval
pencere, operasyon sırasında perilenf sızıntısı olmasada bağ dokusu
ile kapatılır.
8-
Barotravma/Caisson hastalığı:
Dış basıncın ani değişimleri
sonucu orta kulak hasarının yanısıra akut iç kulak hasarı da oluşabilmektedir.
Klinik: İşitmenin akut tek
veya çift taraflı kötüleşmesi, otalji, bazen baş dönmesi ve
tinnitus. Caisson hastalığında ek olarak hipoestezi, fokal ve
generalize ataklar gibi nörolojik semptomlar, pulmoner şikayetler ve
eklem ağrısı bulunur.
Otomikroskopi: Orta kulağın
tutulumuna göre bazı durumlarda timpan membran arkasında kanama ve sıvı
seviyesi görülebilir.
9-
Elektrik kazası ve yıldırım çarpması
Kazanın sonuçlarında akım
kuvveti ve akımın aldığı yol belirleyicidir
Klinik: Değişkendir. Ortaya
çıkan işitme sorunları, nörolojik ve kardiyak sorunlar ön planda
olduğu için, geç dönemde farkedilir.
10-
Kronik gürültü nedenli işitme kaybı
İş yerlerindeki kronik gürültünün
etkisiyle meydana gelen sensorinöral işitme kaybı. Gürültü nedenli işitme
kayıplarında belirleyici faktörler şunlardır; 1- Gürültü şiddeti
(85dB'in altındaki gürültülü ortamlarda sağlıklı kulaklarda işitme
kaybı oluşmaz), 2- Frekans yapısı (yüksek frekanslar daha zarar
vericidir) 3- Gürültü etkisinin süresi, 4- Bireysel gürültü duyarlılığı
Klinik: Özellikle birkaç kişiyle
konuşma sırasında ve yan gürültüler bulunduğunda ortaya çıkan,
yavaş ilerleyen, simetrik, konuşulanı anlayamama şeklinde işitme kaybı.
Vestibüler semptomlar bulunmaz.
Otoskopi: Özelliksiz timpan
membran bulguları
Odyo: Erken evrede 4000Hz'de
çökme bulunur. Daha ileri safhalarda önce tüm yüksek frekansları ve
giderek düşük frekansları tutar. Rekruitman pozitiftir.
Profilaksi: Gürültüden
korunma
E-
YAŞLILIĞA BAĞLI İŞİTME KAYBI/PRESBİAKUZİ
Yaşlanma sürecinden dolayı,
seslerin algılanması veya ayırt edilmesi kabiliyetinin kaybolmasıdır.
İnsanlardaki işitme kaybının en sık nedenidir. İşitme kaybı, pes
frekanslardan başlayarak tiz frekanslara doğru giderek artar. 60 yaşına
doğru başlar ve yaş ilerledikçe işitme kaybı da artar. Her iki kulağı
birden, simetrik olarak tutar.
Klinik: Birden fazla kişi ile
konuşma sırasında yan gürültüler varsa ve geniş mekanlarda konuşma
sırasında ortaya çıkan işitme kaybı (kelime anlaşılması cümle
anlamadan daha iyidir - schizakusis),
bunun dışında gürültü duyarlılığı, sıklıkla rahatsız edici
olarak algılanmayan bir tinnitus da eşlik eder.
Dejeneratif lezyonların
morfolojik yerleşimine bağlı 4 tür presbiakuzi saptanabilir;
Sensoriyal
presbiakuzi:
Silialı hücrelerde dejenerasyona bağlıdır. Odyogramda tiz seslerde
kayıp saptanır.
Nöral
presbiakuzi:
Koklear nöronların önemli bir kısmı kaybedilmiştir. Temel semptom
konuşma diskriminasyonunun (ayırt etme) kaybıdır.
Strial
tip presbiakuzi: Stria vaskülaris
dejenerasyonuna bağlıdır. Odyogramda plato şeklinde bir eğri ile
pankoklear işitme kaybı ve konuşma diskriminasyonunun bozukluğunu gösterir.
İletim
tipi koklear presbiakuzi:
Yaşa bağlı olarak koklear kanalda meydana gelen dejeneratif proçes
baziler membranın fizikoanatomik yapısında lezyonlar oluşturur.
Odyogramda tiz seslere doğru artan inici tipte sensorinöral eğri tespit
edilir.
Otoskopi: Özelliksiz timpan
membran bulguları, bazen de atrofik membran görülebilir.
Tedavi: İşitme cihazı
vermekten başka bir tedavi şekli yoktur. Ancak sesleri ayırt etme
oranları düşük olan hastaların cihazdan faydalanma oranları da düşük
olur.
F-
ANİ İŞİTME KAYBI
Akut ortaya çıkan, tek
taraflı, sıklıkla tinnitus ile birlikte olan, ancak özellikle eşlik
eden vestibüler semptomlar bulunmayan idiopatik sensorinöral işitme
kaybıdır. Patolojik olarak iç kulak damarlarının terminal uçlarındaki
mikrosirkülasyon bozukluğuna bağlanmaktadır.
Klinik: Saniyeler - saatler içerisinde
ortaya çıkan, genellikle tek taraflı ve tinnitusla beraber işitme kaybıdır.
Otoskopi: Özelliksiz timpan
membran bulguları
Odyo: Değişen sensorinöral
işitme kaybı yüksek ton, düşük ton ve pankoklear işitme kaybı,
total kayıp da olabilir, rekruitman pozitiftir, tinnitus kural olarak en
büyük işitme kaybı olan frekans bölgesindedir.
Ayırıcı tanı: Akustik nörinom,
akut tubal oklüzyon, buşon, kabakulak, herpes zoster oticus ile yapılmalıdır.
Tedavi: İç kulağın
mikrosirkülasyonunun iyileştirilmesi için infüzyon tedavisi uygulanır.
İnfüzyon tedavisinde düşük moleküler ağırlıklı solüsyonlar
kullanılır (dekstran-40). Bunun dışında pentoksifilin, B-vitamin
kompleksi, potasyum tutucu diüretik verilir. Bu tedaviye kortikosteroid eklenebilir. %95 oksijen ve %5 karbondioksitten oluşan Karbojen gazının solutulması
da çok iyi sonuçlar vermektedir.
Hasta günde 2 gr.'ın altında
olacak şekilde tuz alımının kısıtlanması, mutlak yatak istirahati
uygulanmalı, mümkünse hasta hospitalize edilmelidir.
Prognoz: Tedaviye erken başlanması,
işitme kaybı şiddetinin fazla olmaması, hastanın genç olması, eşlik
eden sistemik bir hastalığının bulunmaması (diabet, hipertansiyon
gibi) prognozu iyi yönde etkileyen faktörlerdir.
G-
MENİERE HASTALIĞI
Endolenf ve perilenf arasındaki
osmolar dengenin bozulması sonucu gelişen endolenfatik
hidrops nedeni ile kokleadaki Reissner membranının yırtılmasına
bağlı, ataklar tarzında baş dönmesi, işitme kaybı ve tinnitus şeklinde
ortaya çıkan karakteristik semptom triadıdır. Potasyumdan zengin nörotoksik
endolenfa perilenfa ile karışır ve sinir hücrelerinin depolarizasyonu
nedeniyle denge ve işitme organları felci oluşur.
Etyoloji:
Bilinmemektedir. Genetik
predispozisyon olabilir.
Semptomlar:
Meniere'nin krizi semptomları;
tinnitus, işitme kaybı kulakta basınç hissi ve vertigo'dan oluşur.
Tipik atak ani olarak başlar ve bu semptomlara ek olarak bulantı-kusma
ve diğer vegetatif bulguları içerir. Semptomlar genel olarak
unilateraldir. Remisyon dönemlerinde işitme genellikle normale döner ve
çınlama kaybolur. İlerlemiş durumlarda işitme kaybı unilateral,
derin ve kalıcı çınlamalar ile pankoklear bir hal alır.
Patogenez:
Hastalık endolenf ve perilenf
volümleri arasındaki kantitatif ilişki bozukluğuna bağlıdır. Sonuçta
bir endolenfatik hidrops gelişir. Endolenfatik mesafede basınç artışının
nedeni potasyumdan zengin olan endolenfanın emilim bozukluğudur. Osmotik
basınçtaki bu artış belli bir seviyeyi aşınca endolenf ve
perilenfatik mesafeyi ayıran Reissner membranı yırtılarak bu iki sıvı
birbirine karışır. Perilenf de potasyum artışına bağlı
depolarizasyon sonucu buradaki koklear ve vestibüler sinirlerin afferent
nöronları paraliziye uğrayarak semptomların ortaya çıkmasına neden
olur. Bu durum bir kaç dakika ile saat arasında sürebilir ve hastalığın
başlangıç dönemlerinde reversibldir.
Tanı:
Epizodik vertigo, unilateral
tinnitus ve fluktuan işitme kaybı semptomları bulunur. Odiyogramda çıkıcı
tipte (kaybın düşük frekanslarda daha fazla olduğu) sensorinöral işitme
kaybı eğrisi, pozitif rekruitman, kalorik testlere cevaplarda azalma
tespit edilir. Gliserin testi (kg başına 1,5 cc gliserin içirildiğinde
işitmenin düzelmesi) pozitiftir.
Tedavi:
Kriz tedavisi: Yatak
istirahati, İV elektrolit perfüzyonu, antivertigo ve antiemetik ajanların
İV kullanımı, düşük moleküler ağırlıklı dekstran perfüzyonu,
diüretik uygulanır. Vazodilatatör droglar bazı olgularda faydalıdır.
Profilaksi Tedavisi: Tuzsuz ve
potasyumdan zengin diyet uygulanır. Sigara kesin olarak yasaklanır.
Betahistidin gibi ilaçlar verilebilir.
Prognoz:
Hastaların %75'i semptomatik
tedaviye cevap verirler. İnatçı olgularda çeşitli cerrahi tedavi seçenekleri
uygulanabilir.
H-
SERVİKAL KOKLEO-VESTİBÜLER FONKSİYON BOZUKLUKLARI
Boyun omurgası bölgesindeki
miyojen ve artiküler disfonksiyonlar (vertebrobaziler perfüzyon bozukluğu,
boyun-ense bölgesindeki proprioseptörlerin irritasyonu) denge
bozuklukları oluşturabilir. Bu durum ancak bugüne kadar kesin gösterilememiştir.
Proprioseptif işitme bozukluğu olduğu prensip olarak düşünülemez,
ense ve işitme yolları arasında bugüne dek bir bağlantı gösterilememiştir.
Vertebrobaziler perfüzyon bozuklukları (oksipitoservikal geçiş
anomalileri, "subclavian steal syndrome", vertebrobaziler
yetmezlik) buna karşın tekrarlayan işitme bozukluklarından sorumlu
tutulabilir.
Klinik:
Tek veya çift taraflı flüktuasyon
gösteren pes ton işitme kaybı pes frekanslı tinnitusla beraberdir ve
ataklar şeklinde, sıklıkla sabahları kalktıktan sonra ortaya çıkan
baş dönmesi, tekrarlayan ense, baş ağrısı, temporal ve üst çene bölgesine
yayılan ağrıyla karakterize radiküler semptomlar bulunabilir, globus
hissi nadirdir.
Tedavi:
Akut semptomların bulunduğu
dönemde (işitmenin kötüleşmesi, baş dönmesi ) iç kulak infüzyon
tedavisi. Ara dönemlerde boyun omurgasına dikkatle fizik tedavi uygulanır;
masaj, sıcak uygulamaları, gevşetme, tutma ve dikkatli traksiyon
egzersizleri yapılır.
I-
VESTİBÜLER NÖRONİTİS (AKUT VESTİBÜLER PARALİZİ)
Vestibüler nöronitis, işitme
kaybının eşlik etmediği, ani başlayan şiddetli vertigo ile
karakterize bir hastalıktır. Atak, genellikle uzun sürer ve sonlanması
birkaç günden birkaç haftaya kadar uzayabilir. İlk 6 ay içerisinde
tekrarlaması nadir değildir. Kadın/Erkek arasında görülme sıklığı
farkı yoktur. Hastalığın başlangıcı genellikle 30-50 yaşları arasında
görülür.
Semptomlar:
Rotatuar vertigo, bulantı-kusma,
günler ya da haftalar süren persistan vertigo, ataksi bulunur. Tipik
olarak; çınlama, işitme kaybı, şuur kaybı, çift görme ve görme
alan bozuklukları bulunmaz.
Nistagmus genellikle bariz ve
horizontaldir. Diğer nöropatiler yoktur. Otolojik muayene normaldir.
Odyogram normaldir. Kalorik
testler ve ENG, etkilenen kulakta vestibüler cevabın azaldığını gösterir.
Tedavi:
Akut atakta tedavi, Meniere
hastalığında olduğu gibidir. Hastalık nadiren kronikleşir ve cerrahi
tedavi (vestibüler sinirin kesilmesi gibi) gerektirebilir.
J-
BENİGN PAROKSİSMAL POZİSYONEL VERTİGO (BPPV)
Vücut postüründeki değişiklik
sonucu ortaya çıkan, olasılıkla kupulolitiazis nedeni ile başlatılan
ileri baş dönmesi (makula utrikuli'den serpilen kalsiyum kristalleri
posterior semisirküler kanalın ampullasında toplanırlar ve kupulada
kalırlar)
Klinik: Arka üstü yatınca
veya yatar pozisyonda dönünce birkaç saniyelik bir gecikmenin ardından
ortaya çıkan güçlü rotatuar başdönmesi, sadece birkaç saniye sürer.
Tekrar oturtulduğunda dönme yönünün aksi yöne değişmesi ve
tekrarlayan provakasyonlarla fenomenin zayıflaması karakteristiktir.
Otoskopi:
Kural olarak özelliksiz timpan membran bulguları
Vestibüler bulgular: Postür
değişiminden sonra birkaç saniyelik latent bir dönemin ardından
ortaya çıkan güçlü rotatuar nistagmus, geriye hareketle yön değiştirir
ve hareket tekrar edildiğinde yorulma gösterir. Yana postür değişiminde
daha güçlü nistagmus hangi tarafa doğru izleniyor ise o kulak hastadır.
Tutulan vestibüler organda olasılıkla düşük uyarılabilirlik vardır.
Tedavi: Postüral eksersizler, Repositioning manevraları (Epley ve Semont
manevraları), Posterior semisirküler kanalın cerrahi oklüzyonu, n.ampullaris
posterior'un cerrahi olarak kesilmesi, n.vestibülaris'in cerrahi olarak
kesilmesi
Prognoz: Genellikle
konservatif yaklaşımlardan fayda sağlanır. Cerrahi yöntemler tedaviye
dirençli inatçı vakalar için tercih edilebilir.
K-
AKUSTİK NÖRİNOM
Histolojik olarak iyi huylu
pontoserebellar açı tümörü, genellikle n.vestibularis'in Schwann hücrelerinden
çıkar ve intrameatal iç kulak yoluna veya ekstrameatal pontoserebellar
açıya doğru büyür.
Fokal Semptomlar:
·
Tinnitus
·
Yavaş ilerleyen tek taraflı işitme kaybı (tekrarlayan "işitme
kaybı şeklinde seyir de olabilir)
·
Okült denge bozuklukları (genellikle tümör çok yavaş büyüdüğünden
denge sisteminin fonksiyon kaybı santral kompensasyonla birlikte gider ve
bu nedenle subjektif şikayet ortaya çıkmaz).
Eşlik
eden semptomlar:
·
Fasiyal tik veya paralizi
·
Çift görme (N.abducens)
·
Yürüme bozuklukları, ataksi (serebellum tutulumu)
·
Kol
hareketlerinde koordinasyon bozukluğu (serebellum tutulumu)
·
Yüzde duyu
bozuklukları (n.trigeminus)
·
Yutma
bozuklukları, ses kısıklığı (n.glossopharyngeus, n.vagus).
·
Daha ilerlemiş
evrede beyin basısı semptomları ortaya çıkar (baş ağrısı, kusma,
staz papillaları, kişilik değişiklikleri).
Otoskopi:
Özelliksiz timpan membran bulguları vardır. Bazı durumlarda
Hitzelberger bulgusu pozitiftir (arka-üst dış kulak yolu duvarında
hipoestezi [n.facialis]).
Odyo:Retrokoklear
işitme bozukluğu belirtileriyle karakterize nörosensoriyal tipte işitme
kaybı (negatif rekruitman, patolojik işitme yorulması, ton ve konuşma
odyogramı arasında uyumsuzluk, stapes refleksi kaybı) tespit edilir. Koklear işitme kaybı da
olabilir (damar basısı).
BERA:
I. ve V. dalgalar arasındaki interpik latansta uzama.
Vestibüler
bulgular: Spontan nistagmus
olmaksızın (yavaş tümör gelişimi ve eş zamanlı santral
kompansasyon nedeniyle) tutulmuş periferik vestibüler sistemin ısı ile
düşük uyarılabilirliği veya paralizisi tespit edilir. Bazı
durumlarda santral vestibüler bulgular da vardır.
Spontan
nistagmus olmaksızın, her belirgin periferik vestibüler
hipoeksitabilite aksi ispatlanana kadar akustik nörinom düşündürmelidir!
Klinik
olarak akustik nörinomdan şüphe ediliyorsa veya ekarte edilmek
isteniyorsa MR/BT çekilmelidir, kontrast madde verilerek çekilen MR daha
iyi yumuşak doku rezolüsyonu nedeniyle tercih edilmelidir.
Tedavi:
Cerrahidir.
Küçük
intrameatal tümörler (Evre I, < 8mm çap) transtemporal, ekstradural
veya retrosigmoidal (mortalite %0, işitmenin korunması %20, fasiyal
fonksiyonunun konuması %80)
Orta
büyüklükte tümörler (Evre II, 8mm-2.5 cm çap) translabirenter veya
retrosigmoidal (mortalite %0, sağırlık > %80, fasiyal fonksiyonunun
korunması <%80)
Büyük
tümörler (Evre III, çap > 2.5 cm) kombine nöroşirürjik (retrosigmoidal
veya suboksipital) ve KBB- cerrahisiyle (transmeatal) çıkarılır
(mortalite %5, fasiyal fonksiyonunun korunması yaklaşık %40).
Özel
durum: Recklinghausen nörofibromatozunda bilateral akustik nörinom da
daha sık görülür
L-
SANTRAL İŞİTME BOZUKLUKLARI
Enfeksiyöz ( menenjit,
ensefalit), vasküler ( arterioskleroz, anevrizma kanaması), travmatik (
kafatası-beyin travması) veya metabolik kökenli hastalıklar nedeni ile
santral ileti yollarının veya primer ve sekonder işitme merkezlerinin
dejenerasyonu ve harabiyetine bağlı ortaya çıkan işitme ve anlama
bozukluğu.
Santral işitme yolunun
fonksiyonu
·
Entegrasyon
(sinirsel tek hücre aktivitelerinin bir fonksiyon içeren toplam
aktiviteye dönüştürülmesi)
·
Data toplanması (işitsel hafıza)
Kod
çözülmesi (akustik iletilen bilgilerin çözümlenmesi)
M-
NERVUS
FASİYALİS FONKSİYON BOZUKLUKLARI
1-
İdiopatik (Bell) paralizi:
Fasiyal paralizinin en sık görülen
tipidir (%60-80). Yaklaşık %2 olguda bilateraldir. %50 mastoid bölgesinde
eşlik eden ağrı semptomu vardır; olguların %30'dan fazlasında
disgozi ve/veya hiperakuzi bulunur; en sık 20-25 yaşlar arasında görülür.
Etyolojisi
tam açıklanamamıştır., örn. virus infeksiyonları veya diyabet,
hipertansiyon gibi damar değişikliklerine bağlı mikrosirkülasyon
bozuklukları sorumlu tutulmaktadır.
Tanı:
Başka nedenlerin ekarte edilmesi için nörotrop virüslere (özellikle
Herpes simplex, varisella,
Coxsackie, polyomiyelit) Lyme-borelyoza, sifilize yönelik virolojik/serolojik
testler uygulanmalıdır. Ataksi gibi ek nörolojik tutulum bulguları
varsa bir nörolojik muayene de istenir.
Tedavi
Konservatif
·
10 gün boyunca
günde 500 ml %10 dekstran 40, 15 ml pentoksifilin ve 2 ml B vitamini
kompleksiyle infüzyon tedavisi, 1.gün anafilaktik bir reaksiyondan kaçınmak
için 10 ml dekstran 1 enjekte edilir: Ek olarak prednizolon-21-hidrojen süksinat
azalan dozlarda verilir, 250 mg'la başlanır, günde 25 mg azaltılır,
50 mg pirenzepinhidroklorid ve ranitidin 300 mg 2x1 tb. ile mide korunur.
·
Fasiyal
egzersizler, hastaya yüz kaslarının aynaya bakarak çalıştırılması
önerilir.
Cerrahi
Paralizi
başlangıcının 3.günü sinirin % 90'dan fazlası dejenere ise sinirin
cerrahi serbestleştirilmesi ve dekompresyonu endikasyonu vardır.
Seyir/Prognoz:
% 80 tam iyileşme; iyileşme süresi inkomplet paralizilerde günler,
komplet paralizilerde aylara dek sürebilir.
Özel
durumlar
Melkersson-Rosenthal
Sendromu: Fasiyal paralizi, lingua plicata, cheilitisle birlikte yüz şişmesi
triadı vardır; etyoloji açık değildir, familyal eğilim gösterir.
2-
İltihabi fasiyal paralizi
Otojen kökenli olmayan
Etyoloji:
% 60 olguda Varicella zoster etkendir. N.facialis dışında dışında diğer
kafa çiftleri (V-XII) tutulduysa=Herpes geniculatum=Ramsey-Hunt Sendromu.
Diğer etkenler: Lyme-borelyoz (lenfositer meningoradikülit, Herpes
simplex, Coxsackie, Epstein-Barr; bazal menenjitler çerçevesinde, beyin
abseleri, viral menenjitler, sifiliz, polyomiyelit, parotit (ancak
belirgin klinik semptomlar bulunur).
Klinik/Bulgular
·
Zoster
oticus'ta dış kulak yolu ve kulak kepçesi bölgesinde büller, ileri
otalji vardır
·
Kanın
serolojik ve virolojik incelenmesi, gerekli durumlarda BOS'un eş zamanlı
incelenmesiyle beraber, Lyme-borelyoz'da serum/BOS birlikte değerlendirilmesi.
Tedavi
·
Korservatif
tedavi idiopatik paralizideki gibi infüzyon tedavisi şeklinde ve
fasiyal egzersizler
·
Zoster
oticus'da ek olarak asiklovir İV.,
dozaj vücut ağırlığına göre: 5 kez 5-10 mg/kg 10 gün boyunca
·
Lyme-borelyoz ve sifilizde ek olarak penisilin İV.
Seyir/Prognoz
·
Zoster oticus'da prognoz iyi değildir; iyileşme % 50 defektlidir
·
Viral olmayan paralizilerde tedaviye başlanılmasına ve altta
yatan hastalığa göre prognoz fark eder.
Otojen kökenli
·
Mastoiditin eşlik ettiği otitis media acuta, % 2 olguda fasiyal
paraliziyle seyreder, zarar ölçüsü: Nörapraksi.
-Tedavi:
Konservatiif tedavi idiopatik paralizide olduğu gibidir, ek olarak
ventilasyon tüpü, geniş spektrumlu antibiyotikler, örn. amoksisilin
1000 mg 3x1 tb., dekonjestan burun spreyleri ksilometazolin % 0.1 4x1 puff,
mukolitikler örn. asetilsistein 300 mg 3x1 gün. Konservatif tedaviye rağmen
paralizi ilerliyor ve sekresyon giderek iltihabi bir karakter kazanıyorsa
mastoidektomi endikasyonu vardır.
-Seyir/Prognoz:
Genellikle restitutio ad integrum
·
Otitis media acuta'dan kaynaklanan seyrek nedenler: Petroapicitis,
otojen menenjit, kombine oto-nöroşirurjik ele alınmalıdır.
·
Orta kulağın kolesteatomu %5 olguda fasiyal paraliziyle seyreder:
Sinirin iltihabi ödem ve hiperemi nedeniyle fasiyal kanal içerisinde
kompresyonu demiyelinizasyon ve akson dejenerasyonuyla karakterizedir.
-
Tedavi: Kolesteatomun cerrahi larak uzaklaştırılması ve sinirin
serbestleştirilmesi, ggt. sinir kılıfı yapısının değişmiş olduğu
düşünülüyorsa boylamasına kesilir, ek olarak idiopatik paralizide
olduğu gibi konservatif tedavi uygulanır.
-
Seyir/Prognoz: Otitis media acuta'dakinden daha kötü, kısmen defektli
iyileşme olur.
3-Travmatik fasiyal
paralizi
Piramid
çapraz fraktürü olan hastaların %40'ında ve piramid uzunlamasına
fraktürü olan hastaların %20'sinde görülür (Çapraz fraktür/uzunlamasına
fraktür sıklığı= 1;5); kanalda kemiklerin basısıyla (% 18), sinir
kesisiyle (% 32), intranöral hematom nedeniyle (% 50) oluşabilir.
Sınıflandırma
şunlara göre yapılır:
·
Derecesi;
komplet/inkomplet
·
Hasar
mekanizması
-Sinir üzerine
direkt etkiyle, örn. vuru, batma, temporal kemik früktürü, iyatrojen
-İndirekt, örn. künt kafa
travması, temporal kemiğin uzunlamasına fraktürü.
·
Ortaya çıkış zamanı
-Primer: Hemen travmayla
beraber ortaya çıkan fasiyal paralizi
-Sekonder: Zamansal olarak
travmadan sonra ortaya çıkan (zaman aralığı dakikalardan
günlere dek değişebilir.)
Tanı
·
Kafa çiftlerinin durumu, başka hasarları ekarte edebilmek için
·
Görüntüleme yöntemleri
-İki yönlü kranyum Röntgenogram:
Yaygın kranyum fraktürü
-Schüller-Röntgenogram: Temporal kemik uzunlamasına fraktürlerinin gösterilmesinde
-Stenvers-Röntgenogram:
Temporal kemik çapraz fraktürlerinin gösterilmesinde
-Yüksek rezolüsyonlu
temporal kemik BT (1 mm kesit kalınlığı): temporal kemiğin kemik
lezyonlarının gösterilmesinde ideal yöntemdir.
·
Odyometrik tanı
eşlik eden bir işitme bozukluğunun tanısında
-ST-İK, dolayısıyla sağırlık
temporal kemik çapraz fraktüründe
-İT-İK temporal kemik longitüdinal
fraktüründe
·
Fasiyal
topodiyagnostiği.
Tedavi
·
Cerrahi: Hızlı
dejenerasyonla karakterize (ENoG) primer veya sekonder fasiyal paralizide
sinirin dekompresyonu ve gerekli durumlarda n.suralis veya n.auricularis
magnustan hazırlanan bir sinir transplantı kullanılarak mikroşirürjik
sinir reanastomozu uygulanır.
·
Konservatif
tedavi: Her durumda idiopatik paralizide olduğu gibidir.
·
Yerine koyma
sinir plastisi: İyileşme olmuyorsa, distal sinir ucundaki end-plağın
denervasyonu sonrası bir yıla dek; genellikle n.hypoglossus anastamoz
edilebilir; bunun dışında kozmetik düzeltme amacıyla plasti de
uygulanabilir, ancak bu fonksiyonel iyileşme sağlamaz.
Seyir/Prognoz:
Primer paralizilerin % 75'i, sekonder olanların ise % 90'ı iyi bir
fonksiyonla iyileşir.
4-
Tümör nedenli fasiyal paralizi
Sinirin
kendisinden kaynaklanar: Fasiyal nörinom (nadir), genellikle mastoidal
parçası üzerinde KZ'nın veya dış kulak yolu arka duvarında öne doğru
bombeleşmeyle karakterize; tedavi cerrahi, prognoz kötüdür.
Bası
veya infiltrasyon nedeniyle sekonder hasar: Örn. kolesteatom, akustik nörinom,
glomus tümörü, bütün beyin tümörleri, metastazlar; parotis tümörleri,
özellikle malign olanlar.
Tedavi
ve prognoz tümöre göredir.
5-
Konjenital veya doğum travmasına bağlı fasiyal paraliziler
Seyrek,
sıklıkla çift taraflı ve
diğer kafa çifti lezyonlarıyla, örn. toksik (örn. talidomid) hasarda
abdusens paralizisiyle birlikte; doğum travması özellikle forsepse yapılan
doğumlarda, egzersiz tedavisiyle yıllar içerisinde iyi bir iyileşme eğilimi
gösterir.
6-
N.fasiyalis spazmı
Mimik
kaslarda kas çekilmeleri şeklinde, ataklar tarzında; ilerleyici seyir gösterir,
kısmen iki taraflı; özellikle 40-60 yaş arası kadınlarda; etyoloji açık
değildir, olasılıkla trigeminal nevraljide olduğu gibi intrakranyel
mekanik irritasyona bağlıdır.
7-
Bleferospazm
N.facialis
spazmı gibidir, sadece m.orbicularis oculi etkilenir, sıklıkla
bilateraldir.
Tedavi
·
Periorbital
botilismus toksini enjeksiyonu, etki yaklaşık 6 ay sürer.
·
Selektif
fasiyal dalın kesilmesi; uzun süreli izlemlerde de iyi sonuçlar vermiştir. |