İÇ KULAĞIN ANATOMO-FİZYOLOJİSİ |
Prof. Dr. İbrahim HIZALAN |
İÇ
KULAĞIN YAPISI |
İç kulak temporal kemik
içinde yer alır ve işlevsel olarak iki kısımdan oluşur: koklear sistem ve
vestibüler sistem.
Vestibül’e
açılan üç semisirküler kanal (superior, posterior ve lateral) ile
vestibülün içinde utrikül (utriculus) ve sakkül (sacculus)
vestibüler sistemi oluşturular. Normal koşullarda bu sistem denge ile
ilişkili olmakla beraber, ana sistemin bir parçası olarak işitme
sistemindeki bozukluklardan da etkilenebilirler.
Koklea
kemik labirent’in salyangoz şeklindeki kısmıdır ve iç kulağın primer
işitme organını barındırır, giderek azalan çapı ile kendi üzerinde 2
5/8 kere sarılır ve apeks’de kör olarak sonlanır. Merkezi dikey
aksına “modiolus” adı verilir ve iç duvar olarak görev yapar. |
 |
 |
Şekil 1 -Koklea spiral kanalı |
Şekil 2- iç kulak genel görünüm |
|
Koklea’nın spiral kanalı yaklaşık 35 mm. uzunluğundadır ve tüm uzunluğu
boyunca iç duvara dayalı ince bir kemik raf ile (kemik spiral lamina)
kısmi olarak ikiye ayrılır. |

Bu çıkıntının ucundan
itibaren baziler membran apeks bölgesi hariç kemik koklea’nın dış
duvarındaki spiral ligaman’a bağlanır ve spiral kanalı üst (scala
vestibüli) ve alt (scala tympani) olarak iki boşluğa ayırır. Bu iki boşluk
apeks’de birleşmiş olurlar (burada baziler membran olmadığından). Baziler
membran toplam 34 mm. uzunluğundadır. Apikal uçta daha geniş, daha gevşek
ve daha gerilimsizdir. Bazal ucu daha dar ve daha serttir.
Üst boşluk (scala vestibüli) stapes’in tabanının oturduğu oval pencere’den
(fenestra vestibüli) helicotrema’ya kadar uzanır.
Alt boşluğun (scala tympani) yuvarlak adı verilen bir açıklığı vardır ve
ince bir membran scala tympaniyi timpan boşluğundan ayırır.
Reissner membranı isimli narin bir membran kemik spiral lamina’nın
üzerindeki bir noktadan yukarıya doğru diagonal uzanır ve dış duvarda
baziler membranın yapıştığı yerin biraz üzerinde bir yere bağlanır. Koklea
boyunca apeks’e doğru devam eder ve helicotrema’da baziler membranla
birleşerek sonlanır.
Şekil
3- koklea kıvrımları kesiti
|
 |
Şekil 4-
Koklea'nın kesitleri |

Böylece koklea’nın
ortasında tamamen izole bir kanal (=kese) oluşur ve koklear kese ya da
koklear duktus (DC) (=scala media) adını alır. Koklear duktus, “yukarıda”
çapraz olarak Reissner membranı, “aşağıda” yatay olarak baziler membran ve
“dışta” stria vascularis ile sınırlanır.
Koklear duktus’un dış
duvarındaki stria vascularis çok vaskülarize bir yapıdadır ve elektriksel
aktivite açısından bir nevi batarya gibi görev yapar; koklea’nın temel
metabolik kontrolunu sağlar.
Koklear duktus membranöz
labirentin bir parçasıdır; içinde kendi sıvısı olan endolenf vardır.
Koklear duktus’un çevresinde, scala vestibuli ve scala tympani’de perilenf
vardır.
Şekil 5- koklea’nın
histolojik kesiti
|
İç kulak sıvıları kimyasal yapısı |

Perilenf, Endolenf ve
Corti organı arasında belirgin kimyasal yapı ve elektriksel potansiyel
farklılıkları vardır ve bu iç kulağın
görevi açısından çok önemlidir (3).
Perilenfi tipik bir ekstrasellüler sıvıdır ve ionik kompozisyonu plasma ya
da BOS ile yakındır. Ana katyon Sodium’dur. Scala Vestibuli ve scala
tympanideki perilenflerin içeriği de idantik değildir. SV de daha fazla Kt
ve daha az Na+ vardır (4).
Şekil 6 – Koklear
sıvıların yapısı.
- Salt AN. Washington
University, St. Louis-’ den
|
Endolenf, ion
kompozisyonu vücudun başka hiçbir yerindekine benzemeyen özel bir
ekstrasellüler sıvıdır. Ana katyon Potasyum’dur ve teorik olarak hiç
sodyum yoktur. Total iyon içeriği de perilenf’den fazladır (4).
Endolenf’in ayrıca çok düşük Ca++ içeriği (yaklaşık 20 mikroMolar) ve
yaklaşık 85 mV kadar pozitif voltajı vardır (4).
|
Tablo I - Koklear sıvıların
kimyasal kompozisyonu
(4)
ST
SV
Perilymph
Perilymph Endolymph CSF
Sodium (mM)
148 141 1.3 149
Potassium (mM) 4.2
6.0 157 3.1
Chloride (mM) 119
121 132 129
Bicarbonate (mM) 21
18 31 19
Calcium (mM) 1.3
0.6 0.023 -
Protein (mg/dl) 178
242 38 24
pH
7.3 7.3 7.4 7.3
Potential (mV)
0 <3 85 0
ST =
scala tympani, SV = scala vestibuli, CSF = cerebrospinal fluid
Data summary from
Wangemann & Schacht, 1996
|
|
|
Corti organı |
Koklear duktus’da,
baziler membranın scala media yüzünde Corti organı yer alır. Corti organı
içinde, koklear duktus boyunca uzanan bir tünel vardır (= Corti tüneli).
Bu tünelin içindeki sıvıya da cortilenf adı verilir.
Corti organı sensoriyel
(tüylü hücreler) ve destek hücrelerden oluşur:
* Sensoriyel hücreler
iç
tüylü hücreler(İTH) ve dış tüylü hücreler (DTH) olmak üzere iki gruptur.
Tüylü hücre sayıları toplam:16.000 civarındadır ve bunların % 80 ini DTH
ler oluşturur (12.500 hücre). Kalanı da İTH lerdir (3.500 hücre).
Sensoriyel hücreler mekanik enerjiyi elektrik potansiyellerine çevirirler
(2). Bu aksiyon potansiyelleri beyin sapındaki akustik nukleuslara ve
beyindeki akustik merkezlere iletilirler(2).
*
Destek hücrelerden Deiters hücreleri tüylü hücrelerin altında
bulunurlar ve her bir tüylü hücreye bir Deiters hücresi düşer. Silendrik
Deiters hücresinin üst ucu çanak şeklinde bir yapı oluşturur ve buraya da
tüylü hücrenin tabanı oturur. Dieters hücresinin gövdesi bazilar membrana
oturur. Bu yolla doğa Corti organına, beslenme ve destek için çok nazik
bir hücresel destek sistemi sağlamış olur (2).
|

Şekil 7- sensoriyel h. ve destek h. SEM |

Şekil 8- sensoriyel h.
ve destek h. şema |
Tektoriyal
membran |
Her
DTH nın siliyasının en uzun boylu sırasının uçları, tektoriyal membran
denen, renksiz liflerden oluşan bir doku ile temastadır (5). Tektoriyal
membran yumuşak, şerit tarzında bir yapıdır; bir ucundan spiral limbus’a,
diğer ucundan da belki Corti organının dış kenarına (destek hücreler
tarafına) bağlıdır.
Şekil 9- tektoriyal membran |
|
Enerji transdüksiyonu ve nakli |
Stapes’in titreşimleri ve itmesi perilenfi, scala vestibuli boyunca
hareket ettirir; bu hareket helicotrema’dan scala tympani’ye geçerek
yuvarlak pencere membranını dışa doğru iter. |
 |
Şekil 10 ve 11- Titreşimlerin oval pencere yoluyla (scala
vestibuli) iç kulağa girip helikotremaya uzanıp, scala tympani yoluyla
yuvarlak pencereye ulaşması |
Perilenfin bu hareketi gerek endolenfin, gerekse bazilar membranın
titreşmesine yol açar. Bazilar membranın titreşmesi de, üzerindeki Corti
organının tüylü hücrelerinin siliyalarının eğilmesine neden olur. Bu
eğilme hareketi, tüylü hücrenin bazalindeki sinir ucunun nöral potansiyel
başlatmasına yol açar. Böylece mekanik enformasyon nöral enformasyona
dönüşmüş olur. |
 |
Şekil 12, 13 ve 14-
bazilar membranın titreşmesi, Corti organının tüylü hücrelerin görünümü ve
membranın titreşmesine bağlı olarak siliyaların eğilmesi yoluyla nöral
potansiyelin oluşması
|
Bazilar
membranın titreşme patterni çok defa aynı kalır. Bazilar membran boyunca
her nokta stimulus ile aynı frekansda titreşir; fakat bu titreşimin
amplitüdü, stimulusun frekansına ve şiddetine göre bölgelere göre
farklılık gösterir.
Bazilar membranın eni ve gevşekliği stapesden helikotremaya doğru giderek
artar; böylece, doğal titreşme frekansı helikotremaya doğru giderek
azalır.
Şekil 15- ilerleyen dalgalar teorisi |
Koklea’nın bazalinde (stapes’e yakın) dalga boyu kısa olan yüksek frekans
sesler; apikalinde dalga boyu uzun olan alçak frekans sesler doğal
titreşme frekansına da uygun olarak ağırlıklı olarak algılanır. |
 |
Şekil 16 ve 17- Seslerin
frekanslarına göre, koklea’da farklı algılanma yerlerinin şematik görünümü |
Koklear Emisyonlar |
Kulağa bir klik sesi
verilirse, klik’ten 5-10 m.sec. sonra, iç kulaktan klik’e doğru bir eko
varmış gibi, tıkalı dış kulakta bir ses ortaya çıkar. Her ne kadar bu
eko’nun bir koklear potansiyel olduğuna dair kanıt yoksa da, bulgular
eko’nun koklea’dan geldiğini ve orta kulak ya da MSS’deki bir nöral
aktiviteden gelmediğini gösterir. Uyarılmış akustik emisyonlar muhtemelen,
aktif koklear sistemin direkt bir sonucudur.
Dış
kulakta bir akustik eko’nun kaydına ek olarak; herhangi bir akustik
stimülasyon olmadan da koklea’dan kaynaklanan saf ses benzeri emisyonların
dış kulakta ölçülebildiği de bir gerçektir (1).
Oto Akustik Emisyon (OAE)
Uzun yıllar boyunca koklea’nın sadece bir ses alıcı organ olduğu, gelen
titreşim enerjisini elektriksel potansiyellere ve sinir impulslarına
dönüştürdüğü kabul edilmişti. Kemp ile başlayan çalışmalar bize kulağın
aynı zamanda ses ürettiğini de göstermiştir (=OAE) (7). 1978 de Kemp ilk
kez koklear emisyonları dış kulak yolundan kaydetti. OAE, dış tüylü hücre
reseptörleri tarafından jenere edilen akustik enerjidir. |
KAYNAKLAR:
1. Yost WA. Fundamentals
of hearing. 4th edition. Academic Press, San Diego,
2000.
2. Morlet T. Kresge
Hearing Research Laboratory of the South Louisiana State University Health
Sciences Center, New Orleans.
3. Engström H, Engström
B. Structure and function of the inner ear. Widex publications, Uppsala,
1976.
4. Salt AN. Cochlear
fluids composition. Washington University, St. Louis
http://oto.wustl.edu/cochlea/intro3.htm
5. Engström H. Engström
B. Hearing. Some notes on structure and function. Widex publications,
Uppsala, 1982.
6. XV. World Congress of
Otorhinolaryngology Head and Neck Surgery, Istanbul, Satellite symposium:
Clinical testing of Evoked Acoustic Emissions, June 20, 1993.
7. Engström H, Engström
B. The ear. With some notes on the structure of the human ear. Widex
publications, Uppsala, 1988.
8. Salt AN. The
endocochlear potential. Washington University, St. Louis
http://websites.golden-orb.com/ENT-Information/100034.php.
9. Akyol U, Belgin E.
Otoakustik emisyonlar. Seminer notları, Ankara Numune Hast. ve Hacettepe
Üniv. Tıp Fak., Ankara,
10. OAE web site.
Transiently evoked otoacoustic emissions.
http://www.otoemissions.org:
11. Hyde ML. Evoked potential audiometry. Scott-Brown’s Otolaryngology |