Siliaların hareket hızı, vücut ısısında saniyede ortalama
10-15 vurudur. Fakat respiratuar epiteldeki tüm silliaların aynı hızda
hareket etmedikleri saptanmıştır. Silialar; itici hareket yaparak,
mukusun vizköz tabakasını kamçı gibi ileriye hareket ettirerek
mukosilier transport ile nazal kavitedeki partiküllerin taşınmasını
sağlarlar.
Tüm silendirik hücrelerin yüzeyinde kısa parmak şeklinde, her
hücrede ortalam 300-400 adet bulunan ve siliaların 1/3 boyutunda olan
mikrovilli denen uzantılar bulunmaktadır.
Mikrovilliler aktif olarak hareket etmezler, fakat epitel yüzeyinin
geniş olmasını sağlayarak mukoza yüzeyini sürekli nemli tutar ve
kurumayı önlerler (Tıpkı bahçe çiminin sabah nemini uzun süre
muhafaza etmesi gibi).
MUKUS: Epitel üzerindeki mukus tabakası yabancı cisim ve
mikroorganizmaların tutunup etkisiz hale getirildiği ilk bariyeri oluşturur.
Mukus tabakası dışta hava ile temas eden “jel tabakası” ve altındaki
“sol tabakası” adı verilen tabakalardan oluşan heterojen bir sıvıdır.
Silialar hareketleri sırasında jel tabakası içine girerek mukusun
hareket etmesini sağlamaktadırlar. Sol tabakadaki akıcı sıvının
silli hücreler tarafından, jel tabakadaki koyu sıvı ise submukozal
bezler ve epitel içindeki goblet hücrelerden salgılandığı kabul
edilmektedir. 24 saatte salgılanan mukus miktarı yaklaşık 1 lt’dir.
Mukusun %95’ini su oluşturmakta geriye kalan içeriğini ise inorganik
tuzlar, mukoproteinler, mukopolisakkaritler, IgA, IgG, lizozim enzimi,
fibrinoltik enzimler ve interferon oluşturmaktadır. Mukus üzerine
tutulan bir çok bakteri ve mikroorganizmalar mukus hareketi ile farenkse
taşınarak yutulur ve midede, barsaklarda etkisiz hale getirilirler. 3-5
mikron çapındaki partiküllerin %.70-80’i, 2 mikron çapındaki partiküllerin
%60’ı burun içinde tutularak etkisiz hale getirilmektedir.
Mukosilier
Transportu Etkileyen Faktörler
Çevresel:
·
Kuruma (en önemli faktör) Mukosilier transport için ideal
çevre nemi %45-55’dir. Çevre nemi %45’in altında ise 8-10 dakika,
%30’un altında ise 3-5 dakika da mukosilier transport durur.
·
Sigara dumanı (Silia sayısını azaltıp, mukosilier
transport süresinin uzamasına neden olur)
·
Sülfürdioksit
·
Hava sıcaklığı: Mukosilier transport için ideal hava sıcaklığı
18-37°C’dir.
Ve sıcaklığın 10°C
altında ve 45°C
üzerinde olması silier hareketin azalmasına neden olur.
Fizyolojik:
·
Hipoksi
·
Hiperkarbi
·
Hipertonik, hipotonik tuzlu solüsyonlar: %5’in üzerinde
ve %0.2’nin altındaki yoğunlukta olan tuzlu solüsyonlar silier
hareketin durmasına neden olurlar.
·
Dehidratasyon (Koyu kıvamlı mukus)
·
PH değişikliği (ideal PH 7-8)
·
Kistik fibrosis (Koyu kıvamlı mukus)
·
Primer silier diskinezi (İmmotil silia sendromu)
Farmakolojik:
·
Fenilefrin
·
Epinefrin
·
Lidokain
·
Atropin
·
Antihistaminikler
İnfeksiyonlar:
·
Bakteriyel infeksiyonlar (P.aerigonasa, H.influenza) Hem
mukoza bütünlüğünün bozulmasına neden olurlar, hemde yapılan çalışmalar
bu iki ajanın silier hareketi yavaşlattığını göstermiştir.
Streptekok pneumonia ve moraxella catharalis gibi bakterilerde bu etki
saptanmamıştır.
·
Viral infeksiyonlar (Hücresel nekroz yaratarak bakteriler için
uygun ortam yaratmakta ve floradaki bakerileri de ayrıca stimüle
etmektedirler)
Mekanik:
·
Anatomik obstrüksiyon (Sadece kret gibi minimal anatomik
bozukluklar, ancak allerji, inflamasyon gibi diğer faktörler de varsa
veya mukozanın mukoza ile temas etmesi durumunda önem taşımaktadır.
·
Sinüs içine ani travma
·
Yabancı cisimler
·
Nazal polipler
Rinit
Nedir?
Burun
tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırma ve kaşıntı
belirtilerinden iki veya daha fazlasının birkaç saat sürmesi veya
tekrarlayıcı olmasıyla karakterize burun mukozasının inflamasyonudur.
Rinit
Sınıflandırması:
Allerjik
a)
Mevsimsel
b)
Perennial
Enfeksiyöz
·
Akut
·
Kronik
a)
Spesifik
b)
Non spesifik
Diğer
·
NARES (eoziofili ile
seyreden nonallerjik rinit)
·
İlaca bağlı
·
Hormonal
·
Geriatrik
·
Atrofik
·
Vazomotor
·
Gustatuar
·
İrritan faktörlere bağlı
Atrofik
Rinitler
Atrofik
rinit respiratuar mukozanın küboidal veya squamöz varyantlar olmak üzere
sklerotik değişimidir. Bazen bu sklerotik değişiklikler kemik yapıda
da görülebilir.
·
Primer Atrofik Rinit
·
Ozena (Obliteran endarterit)
·
Sekonder Atrofik Rinit
Etyoloji:
Tam bir bilmecedir. Suçlanan mekanizmalar.
1. Enfeksiyonlar: Supuratif enfeksiyonun neden olduğu bağ dokusu proliferasyonu
sonucu, beslenme bozukluğu sonuçta da atrofi ve kuruluk. Suçlanan
ajanlar:
·
Klebsiella ozaenae
·
Corynebacterium diphtheria
·
Perez-Hoger bacillus
Son
yüzyılda hastalığın insidansında azalma vardır. Bunun nedenide
enfeksiyonların antibiyoterapiyle etkin şekilde tedavi edilebilmesidir.
2. Cerrahi operasyonlar sonrası:
·
Aşırı geniş
konkatomiler
·
Gereksiz septum plastileri
·
Geniş tümör
rezeksiyonları sonrası
3.
Burun bölgesine uygulanan radyoterapi sonrası
4.
Drog bağımlılığı (Kokain)
5.
Konjenital anomali sonrası silialı epitel yerine yassı epitel
metaplazisinin ortaya çıkması.
6.
Meslek hastalığı şeklinde (Kimyager vb.)
7.
Otoimmün sebepler (Atrofik rinitli kadınlarda atrofik vajinit birlikteliği
sıktır)
8.
Endokrin disfonksiyon
9.
Nutrisyonel nedenler (Vit A ve Fe eksikliği)
Hastalık
kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür ve menapozda geriler. En
sık puberte dönemindeki kızlarda görülür. En sık sarı ırkta, en
az siyah ırkta görülür.
Patogenez: Atrofik rinitteki histolojik değişiklikler erken
safhada; kronik inflamatuar proçes geç safhada ise özellikle obliteran
endarterit şeklindeki damar duvarında kalınlaşma ve fibrozistir. Erken
safhada silendrik hücrelerde, silyalarda azalma vardır. Epitel çok katlı
hale gelir ve karakteristik yassı epitele metaplaziye olur. Geç safhada
epitelin büyük kısmı çok katlı yassı epitele dönüşmüştür.
Subepitelyal olarak fibröz doku bulunur.
Damarlanma azalıp, lamina propria incelir. Goblet hücreleri
kaybolur. Kemikte fibrozis ve rezorbsiyon başlar, sinirsel yapılarda
fibröz ve dejeneratif değişiklikler ortaya çıkar. Glandlarda
dejenerasyon vardır ve endiferansiye fibröz doku glandların yerini almıştır.
Mukoza, burun iskeleti ve konkaların atrofisine bağlı olarak burun boşluğu
anormal derecede genişler.
Semptomlar
1. Koku: En büyük şikayet konusu hastanın nefesinden ve
burnundan yayılan koku “çok pis koku” dur. Koku, hastada parsiyel
veya tam anosmi olduğundan kendisi tarafından fazla farkedilmediği
halde yakınındakiler tarafından duyur. Kokunun derecesi burun içinde
bulunan kabukların yaygınlığına ve miktarına bağlı gibi gözükmektedir.
2. Zorlu burun solunumu
3. Burun ve nazofarenkste genel kuruluk hissi
4. Koku algısında zayıflama
5. Epistaxis
6. Baş ağrısı (Atrofi sonucu solunan havanın burun tavanına
çarpması sonucu)
7. Nazal obstrüksiyon (Krutlar ve koyu sekresyonun birikimine bağlı
veya mukozanın kuru veya desensitif olmasından dolayı)
Fizik
Muayene ve Bulgular:
1.
Krutlar: Muayenede, konkaları ve septumu örten yeşilimsi-gri veya
grimsi-siyah kuru kabuklar tespit edilir. Krutlar burun boşluğunu
doldurabilir veya hava yolunu kapatmadan mukozanın tümünü veya bir kısmını
örtebilir.

2. Ülsere Alanlar: Krutların kaldırılmasına bağlı olarak
gelişirler.
3. Nazal mukozada ve konkalarda önemli ölçüde atrofi gelişir
öyle ki burun muayenesinde nazofarenks ve yumuşak damak görülebilir.
4. Koyu kıvamlı sekresyon
5. Nazal mukozada solukluk ve incelme
6. Koku (Hekim tarafından bazen dayanılmaz dereceye veya koku
duyulabilir)
TANI
Fizik
muayenede ve semptomların varlığı ile konur.
Ayırıcı Tanı
·
Burun ve sinüslerin tümörleri
Tümörün
parçalanmasına bağlı olarak kötü bir koku vardır.
·
Rhinitis purulente –
sinusitis purulante
Unilateral
yada bilateral pürülan sekresyon
·
Rhinolith ve yabancı cisim
Tek
taraflı burun tıkanıklığı ve kötü kokulu sekresyon
·
Sifiliz (III. dönem)
“Gom”
lara bağlı olarak belirgin kötü kokulu pürülan sekresyon
·
Nazal difteri ve nazal tüberküloz
Tatlımsı
bir kokuya neden olur.
TEDAVİ
1. Medikal Tedavi:
·
Nazal hijyen: Tedavideki
temel taştır. Buda belli aralıklarla yapılan burun duşları ile olur.
Genellikle haftada 1-2 defadan günde 1 veya 2 defaya kadar değişir ve
ılık izotonik solüsyonlar veya birarbonatlı su kullanılabilir. Bunun
yanında krutların nazikçe temizlenmesi ve krut oluşumunu engellemek
amacıylada %25’lik glikoz-gliserin solüsyonu kullanılabilir.
%85’lik salinle yapılan sık nazal irrigasyonda yararlıdır.
·
Antibioterapi: Kültürden
bakteri izole edilmişse ve eşlik eden sinüs enfeksiyonları varlığında.
·
Nutrisyonel Destek: Vit A
ve Fe desteğinin yararlı olduğunu savunan çalışmalar vardır.
·
Lokal Vazodilatör Ajanlar:
Pilokarpin, prostigmin metil sülfat.
·
Östrojenli Pomadlar
·
Oral Potasyum İyodür:
Sekresyonları arttırıcı etkisinden faydalanılır.
·
Bitkisel yağlı damlalar
ve spreyler.
2.
Cerrahi Tedavi: (Şiddetli enfeksiyon
varlığında ve medikal tedaviye cevap vermeyen
vakalarda uygulanır).
·
Nostril’in kapatılması
(Nazal Vestbüloplastiyle yada sütüre edilerek parsiyel veya komplet
olarak kapatılması). Nostril’in kapatılıp açılan hastalarda nazal
mukozanın iyileşmesinde hızlanma görülmüştür. Nostrilin tamamen
kapatılmasına gerek yoktur. 3 mm’lik pasaj bırakılması hastalar için
yeterli hava yolunu sağlar. Nostril’in kapatılması için önerilen süre
1 yıldır fakat seröz otit gelişirse, vestibüler stenoz gelişirse
notril açılıp dilate edilmelidir.
·
Submukozal parafin, teflon enjeksiyonu, mukoperikondrium
flepleri altına polietilen enjeksiyonu, mukoperikondrium altına silastik,
kıkırdak ve kemik greftler yerleştirilmesi, acrylic septal
implatasyonlar uygulamaları.
·
Mobilize edilmiş lateral burun duvarına, iç rotasyon yaptırarak,
lateral burun duvarının mediale çekilmesi ve fikse edilmesi.
·
Mukozanın kurumasını önlemek için parotis gland
ductusunun antrum içine transplante edilmesi.
Sekonder
Atrofik Rinitler
Uzun
süreli burun ve sinüs enfeksiyonu geçiren, geniş cerrahi operasyon yapılan,
travmaya maruz kalan, burun bölgesine radyoterapi uygulanan kişilerde görülür.
Burunda
büyük boşluklar bırakan tedbirsiz operasyonlar burunda kuruma ve
atrofiye öncülük eder. Kronik enfekte sinüsten kaynaklanan püyde aynı
etkiyi yapar.
Primer
atrofik rinittekine benzer şekilde mukus membran değişiklikleri
izlenir. Fakat primerde izlenen kemik değişiklikleri, inatçı kurutlar
nadirdir. Çok koyu mukopürülan sekresyon vardır, fakat koku genellikle
yoktur.
Tedavi:
Kronik enfeksiyonun uygun tedavisi, tedbirsiz cerrahi operasyonlardan sakınma,
burunun temiz tutulması ve krutlardan arındırılması, nazal irrigasyon
ve yağlı spreyler.
KAYNAKLAR
1.
THE MERCK MANUAL, Sec 7, ch. 86, Nose and Paranasal Sinuses.
2.
John Jacob Ballenger, James B.Snow, Jr. Otorinolaringoloji.
3.
Op. Dr.Nihat Çakır, Otolaringoloji, Baş ve Boyun Cerrahisi.
4.
Prof.Dr.Metin Önerci, KBB Hastalıkları.
5.
Prof.Dr.Metin Önerci, Rinitler.
6.
Walter Becker, Hans Heinz Naumann, Carl Rudolf Pfaltz, KBB Hastalıkları.
7.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı, KBB Hastalıkları.
8.
G.Grevers, KBB
9.
Byron J. Bailey, Head and Neck Surgery Otolaryngology.
10.
National Library of Medicine, Pub Med.
11.
Colombia University College of P&S Complete Home Medical Guide/Diseases
of the Ear, Nose, and Throat.
|